Vergi Hukuku [ 14 Eylül 2025 ]


Vergi Hukuku

Vergi hukuku, devletin kamu harcamalarını finanse etmek amacıyla birey ve kurumlara uyguladığı vergilerin yasal çerçevesini belirleyen kamu hukuku dalıdır. Vergi yükümlülüklerinin nasıl doğduğunu, nasıl uygulandığını ve nasıl denetlendiğini düzenler. Gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV, vergi cezaları, vergi uyuşmazlıkları gibi başlıklar kapsamını oluşturur. Vergi adaleti, hukuki güvenlik, mükelleflerin itiraz ve dava açma hakları korunan hukuki yararlardan bazılarıdır. Kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak ve ekonomik dengeyi korumak temel amaçlarındadır. Sizlerle uygulamada sıkça karşılaşılan uyuşmazlıklara ilişkin bazı içtihat metinlerini paylaşacağız.


İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi

2020/27 E. 2020/1585 K.

 

5 yıllık tahakkuk zaman aşımına uğrayan vergi borçlarının tahsili için LTD ortağı adına ödeme emri düzenlenemez.

Danıştay 3. Dairesi

2021/1129 E.

 

Salt ilgili dönemde elde edilen %4 brüt karlılık oranının sektör ortalamasının altında kaldığı değerlendirmesinden hareketle kayıt dışı hasılatın bulunduğu sonucuna ulaşılması hukuka uygun değildir.

 

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi

2019/2611 E. 2020/1722 K.

 

Şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptal edilmesi halinde ortak adına düzenlenen haciz hukuka aykırı hale gelir.

 

Danıştay 3. Dairesi

12.05.2022 T. 2021/1077 E. 2022/2242 K.

 

Sahte fatura kullandığı tespit edilen tüzel kişiliği silinmiş şirketin vergi ziyaı sorumluluğu, sahte belgelerin kullanıldığı dönemde kanuni temsilci olmayan kişiye yüklenemez. 

 

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu

2022/786 E. 2024/156 K.

 

Yevmiye Defterine Geç Yapılan Kayıt Özel Usulsüzlük Cezasını Gerektirmez.

 

Vergi Usul Kanunu'nun 182. maddesi uyarınca tutulması gereken defterlerden olan ve günü gününe kaydedilmemesi nedeniyle davacı adına aynı Kanun'un 353. maddesinin (4) numaralı fıkrası* uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmesinin dayanağı olarak gösterilen yevmiye defterinin, bu fıkrada belirtilen defterler arasında yer almaması ve ayrıca Kanun'un 219. maddesi uyarınca söz konusu deftere işlemlerin günü gününe kaydedilmesi zorunluluğunun da bulunmaması nedeniyle anılan fıkra uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.