Vergi hukuku, devletin kamu harcamalarını finanse etmek amacıyla birey ve kurumlara uyguladığı vergilerin yasal çerçevesini belirleyen kamu hukuku dalıdır. Vergi yükümlülüklerinin nasıl doğduğunu, nasıl uygulandığını ve nasıl denetlendiğini düzenler. Gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV, vergi cezaları, vergi uyuşmazlıkları gibi başlıklar kapsamını oluşturur. Vergi adaleti, hukuki güvenlik, mükelleflerin itiraz ve dava açma hakları korunan hukuki yararlardan bazılarıdır. Kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak ve ekonomik dengeyi korumak temel amaçlarındadır. Sizlerle uygulamada sıkça karşılaşılan uyuşmazlıklara ilişkin bazı içtihat metinlerini paylaşacağız.
İstanbul
Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi
2020/27 E.
2020/1585 K.
5 yıllık tahakkuk zaman aşımına
uğrayan vergi borçlarının tahsili için LTD ortağı adına ödeme emri
düzenlenemez.
Danıştay 3.
Dairesi
2021/1129 E.
Salt ilgili dönemde elde edilen %4 brüt karlılık oranının sektör
ortalamasının altında kaldığı değerlendirmesinden hareketle kayıt dışı
hasılatın bulunduğu sonucuna ulaşılması hukuka uygun değildir.
İstanbul
Bölge İdare Mahkemesi 6. Vergi Dava Dairesi
2019/2611 E.
2020/1722 K.
Şirket adına düzenlenen ödeme emrinin iptal edilmesi halinde ortak
adına düzenlenen haciz hukuka aykırı hale gelir.
Danıştay 3. Dairesi
12.05.2022
T. 2021/1077 E. 2022/2242 K.
Sahte fatura kullandığı tespit edilen tüzel kişiliği silinmiş şirketin
vergi ziyaı sorumluluğu, sahte belgelerin kullanıldığı dönemde kanuni temsilci
olmayan kişiye yüklenemez.
Danıştay Vergi
Dava Daireleri Kurulu
2022/786 E. 2024/156
K.
Yevmiye Defterine Geç Yapılan Kayıt Özel Usulsüzlük Cezasını
Gerektirmez.
Vergi Usul Kanunu'nun 182. maddesi uyarınca tutulması gereken
defterlerden olan ve günü gününe kaydedilmemesi nedeniyle davacı adına aynı
Kanun'un 353. maddesinin (4) numaralı fıkrası* uyarınca özel usulsüzlük cezası
kesilmesinin dayanağı olarak gösterilen yevmiye defterinin, bu fıkrada
belirtilen defterler arasında yer almaması ve ayrıca Kanun'un 219. maddesi
uyarınca söz konusu deftere işlemlerin günü gününe kaydedilmesi zorunluluğunun
da bulunmaması nedeniyle anılan fıkra uyarınca kesilen özel usulsüzlük
cezasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.