Miras hukuku, bir kişinin ölümüyle birlikte malvarlığının kimlere, nasıl ve ne şekilde geçeceğini düzenleyen bir özel hukuk dalıdır. Kişinin ölümünden sonra geride bıraktığı hak ve borçların yasal mirasçılara intikalini sağlar. Miras hukuku, murisin (ölen kişinin) malvarlığının mirasçılara geçişini ve bu süreçte doğabilecek hukuki ilişkileri düzenler. Yasal ve atanmış mirasçılar, mirasın reddi, vasiyetname, miras paylaşımı, saklı pay gibi konuları içerir. Mirasın adil ve düzenli şekilde intikalini sağlamak, mirasçılar arasında doğabilecek uyuşmazlıkları önlemek miras hukukunun amaçları arasındadır. Sizlerle uygulamada çokça karşılaşılan uyuşmazlıklara ilişkin bazı içtihat metinlerini paylaşacağız.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
2017/1247 E. 2020/47 K.
Anne ve babasına bakan evlada tek bir taşınmazın satış yolu ile devri, muvazaalı işlem niteliğinde değildir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
2021/6440 E. 2021/1911 K.
Miras reddedilmiş olsa bile, müteveffanın emekli maaşı ve emeklilik ikramiyesi mirasçılara ödenmelidir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
2023/864 E. 2024/883 K.
Atanmış mirasçılığın söz konusu olduğu hallerde, vasiyetnamenin tenfizi davası yerine Sulh Hukuk Mahkemesinden mirasçı olunduğuna dair kararın alınmasının yeterli olduğu, vasiyetnamenin tenfizi davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
20.12.2010 T. 2010/15137 E. 2010/20977 K.
Mirasın birinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından reddedilmesi halinde miras, ikinci derecedeki mirasçılara geçmez. Terekenin tasfiyesi sağlanır ve borçları ödendikten sonra geriye kalan kısım, miras reddedilmemiş gibi birinci derece mirasçılara verilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
2020/1985 E. 2020/2139 K.
Her ne kadar muris muvazaası nedeniyle taşınırların satışı iptal edilemese de, trafiğe kayıtlı taşınır araçlar bu kuralın istisnasını oluşturur.