Yunan Mitolojisi [ 14 Eylül 2025 ]


Yunan Mitolojisi

YUNAN MİTOLOJİSİ

 

Yunan mitolojisi, Antik Yunan halkının doğayı, insan ruhunu, evreni ve toplumsal düzeni açıklamak için oluşturduğu tanrılar, kahramanlar ve efsaneler sistemidir. Hem din hem de edebiyat ve sanatın temeli olmuştur.

 

Yaratılış (Kozmogoni)

 

Yunan mitolojisine göre başlangıçta Kaos (boşluk, şekilsizlik) vardı. Kaos’tan zamanla şu varlıklar doğdu;

 

  • Gaia (Toprak), Dünya ana anlamına gelir, tüm canlıların anası olarak bilinir.
  • Uranos (Gök), gökyüzü anlamına gelir, Gaia’nın eşidir ve tanrılar ile devlerin atası olarak bilinir.
  • Tartaros, yeraltı karanlığı anlamına gelir ve cehennem benzeri derinlik olarak bilinir.
  • Eros, aşk anlamına gelir, yaratıcı güç ve çekim enerjisi anlamına gelir.
  • Nyx (Gece) ve Erebus (Karanlık), karanlık güçler anlamındadır ve gece ile gölgeler alemi olarak bilinir.

Gaia ve Uranos’un birleşmesinden Titanlar, Kykloplar (tek gözlü devler) ve Hekatonkheirler (yüz kollu devler) doğmuştur.

 

Titanlar ve Tanrıların Savaşı (Titanomakhia)

 

Gaia ve Uranos’un çocukları olan Titanlar, gökyüzünü yönetiyordu. En genç Titan olan Kronos, babası Uranos’u devirdi. Ancak kehanete göre, Kronos da çocuklarından biri tarafından tahttan indirilecekti. Bu yüzden doğan her çocuğunu yuttu. Eşi Rhea, son çocuğu Zeus’u kurtardı. Zeus büyüyüp Titanlara karşı savaş açtı. Titan Savaşı (Titanomakhia) sonunda Zeus ve kardeşleri kazandı. Titanlar Tartaros’a hapsedildi, Zeus evrenin hakimi oldu.

 

Olimpos Tanrıları

 

Zaferin ardından Olimpos Dağı’na yerleşen 12 ana tanrı, evrenin düzenini yönetti. Bunlar;

 

Tanrı/Tanrıça                                                   Alanı                                                    Sembol/Özellik

 

1.Zeus                                  Gökyüzü, Şimşek, Tanrıların Kralı                              Şimşek, Kartal

2.Hera                                                 Evlilik, Aile                                                       Tavus Kuşu, Taç

3.Poseidon                                        Denizler, Depremler                                        Üç Dişli Mızrak

4.Hades                                              Yeraltı Dünyası                                               Görünmezlik Miğferi

5.Athena                                            Bilgelik, Savaş Stratejisi                                 Baykuş, Zeytin Dalı

6.Apollo                                              Güneş, Sanat, Kehanet                                  Lir, Yay

7.Artemis                                           Ay, Avcılık, Doğa                                             Geyik, Ok

8.Ares                                                 Savaş (Yıkıcı yönü)                                        Mızrak, Kalkan

9.Aphrodite                                      Aşk, Güzellik                                                     Kabuk, Güvercin

10.Hermes                                        Ticaret, Yolculuk, Elçilik                                   Kanatlı Sandalet

11.Hephaistos                                 Demircilik, Zanaat                                            Ateş, Çekiç

12.Dionysos                                      Şarap, Coşku, Sanat                                       Asma Dalı, Tiyatro Maskesi

 

Kahramanlar ve Mitolojik Hikayeler


Yunan mitolojisi sadece tanrılarla değil, yarı tanrı (yarı insan) kahramanlarla da doludur. Bunlar;

 

Kahraman                        Özelliği                                  Hikaye Özeti

 

1.Herakles (Herkül)      Güç Tanrısı                              12 görevi tamamlayarak ölümsüzleşti

2.Perseus                       Cesaret, Kahramanlık             Medusa’yı öldürdü

3.Theseus                      Akıl ve Cesaret                         Minotor’u labirentte yendi

4.Odysseus                    Zeka, Sabır                               Odysseia Destanında uzun yolculuğu anlatılır

5.Achilleus (Aşil)           Yenilmezlik                              Troya Savaşı Kahramanı; Topuğundan vurularak öldü

6.Jason                           Argonotların Lideri                 Altın Post’u arayışıyla bilinir

7.Orpheus                       Müzik Ustası                           Sevgilisi Eurydike’yi yeraltından kurtarmaya çalıştı

 

Yunan Mitolojisindeki Kavramlar

 

Olimpos: Tanrıların evi, en yüksek dağ.

Hades: Ölümden sonraki dünya.

Nymphe, Satyr, Centaur: Doğa ruhları, orman ve dağların varlıkları.

Kehanet (Delphoi Tapınağı): Tanrıların insanlara mesaj verdiği yer.

Nemesis: İlahi adalet, kibirli olanın cezalandırılması.

Moirae (Kader Tanrıçaları): Her insanın yaşam ipini belirler.

 

Mitolojinin Etkileri

 

Yunan mitolojisi, Roma mitolojisine temel oluşturmuştur. (Örneğin Zeus Jüpiter, Aphrodite Venüs). Sanat, edebiyat, psikoloji ve felsefeyi derinden etkilemiştir. Kavramlar (örneğin “narsisizm”, “Oedipus kompleksi”) hala modern kültürde kullanılmaktadır.

 

Sonuç olarak Yunan mitolojisi, insan doğasının hem tanrısal hem de kusurlu yönlerini yansıtan bir aynadır. Tanrılar ölümsüzdür ama insan gibi kıskanır, sever, hata yapar. Bu yüzden binlerce yıldır, insanın evrendeki yerini sorgulamanın şiirsel bir dili olarak yaşamaya devam eder.



Zeus Şimşek Tanrısı

Antik Yunan mitolojisinin en güçlü figürü olan Zeus, hem tanrıların kralı hem de insanlığın koruyucusu olarak bilinir. Olympos Dağı’nın doruğunda hüküm süren Zeus, adaletin, düzenin ve doğa güçlerinin sembolüdür. Gök gürültüsü, şimşek ve fırtına onun en belirgin simgeleridir. Elindeki şimşek yalnızca gücünü değil, aynı zamanda tanrısal iradesini temsil eder. 

Kökeni ve Doğumu

Zeus, Titanlar Kronos ve Rhea’nın oğludur. Ancak doğumu büyük bir dramla başlar. Babası Kronos, çocuklarının kendisini devireceğini öğrendiği için her doğan çocuğunu yutmuştur. Annesi Rhea, Zeus doğduğunda onu kurtarmak için Kreta Adası’ndaki bir mağaraya gizler ve Kronos’a onun yerine bir taş verir. Zeus gizlice büyür, sonra babasının midesindeki kardeşlerini kurtarır: Hades, Poseidon, Hestia, Hera ve Demeter. Titanlarla büyük bir savaş (Titanomachia) sonunda Zeus ve kardeşleri evrenin hâkimiyetini ele geçirirler. 

Olympos’un Kralı

Zaferden sonra üç kardeş arasında dünya paylaşılır:

Zeus: Gökyüzü ve tanrıların tahtı

Poseidon: Denizler

Hades: Yeraltı dünyası

Bu paylaşım, evrendeki dengeyi simgeler. Zeus ise hem tanrılara hem de insanlara hükmeden en yüce otorite haline gelir. Ancak adaleti sadece cezayla değil, bilgelikle de sağlar. Onun yargısı, ilahi düzenin temelidir. 

Aşkları ve Çocukları

Zeus, eşi Hera’ya sadık kalamayan bir tanrı olarak da bilinir. Mitoloji boyunca birçok ölümlü ve tanrıçayla ilişki yaşamıştır. Bu birlikteliklerden pek çok güçlü figür doğmuştur:

Athena (bilgelik tanrıçası, başından doğmuştur)

Apollo ve Artemis (ışığın ve avcılığın tanrıları)

Hermes (haberci tanrı)

Dionysos (şarap ve coşku tanrısı)

Perseus, Herakles (yarı tanrı kahramanlar)

Her bir çocuğu, insanın bir yönünü temsil eder: cesaret, bilgelik, yaratıcılık veya delilik. 

Zeus’un Sembolik Anlamı

Zeus sadece mitolojik bir figür değildir adalet ,denge ve doğa yasalarının simgesidir. Gök gürültüsüyle konuşur, şimşekle adaleti dağıtır. Antik Yunan halkı için Zeus, korkulacak bir tanrıdan çok, evrenin düzenini koruyan ilahi baba figürüdür. Onun ismi parlayan gökyüzü anlamına gelir. 

Tapınakları

En ünlü tapınağı Olimpia'daki Zeus Tapınağıdır. Burada bulunan altın ve fildişinden yapılmış Zeus Heykeli, Antik Dünyanın Yedi Harikasından biridir. Her dört yılda bir yapılan Olimpiyat Oyunları da onun onuruna düzenlenirdi. Zeus, gücün ötesinde bir kavramdır doğayı ,kaderi ve düzeni temsil eder. Onun hikâyeleri, insanoğlunun hem güce duyduğu hayranlığı hem de adalet arayışını yansıtır.



Poseidon Denizlerin Tanrısı

Antik Yunan mitolojisinin en güçlü tanrılarından biri olan Poseidon, denizlerin efendisi, depremlerin sarsıcı gücü ve atların yaratıcısı olarak bilinir. Olympos’un üç büyük tanrısından biri olan Poseidon, Zeus,un kardeşi  ve Hadesin eşitidir O okyanusların kalbinde yaşayan, öfkelendiğinde dalgaları kudurtan, sakinleştiğinde gökyüzünü yansıtan bir tanrıdır. 

Doğumu ve Kaderi

Poseidon, Titan Kronos ve Rhea,nın oğludur. Kaderi tıpkı kardeşleri gibidir: babası Kronos, çocuklarının kendisini devireceğini öğrendiği için onları doğar doğmaz yutar. Ancak küçük kardeşi Zeus, bu zinciri kırar. Zeus, babasını alt edip kardeşlerini serbest bıraktığında Poseidon da derin denizlerin gücünü temsil eden tanrı olarak yerini alır. 

Evrenin Paylaşımı

Titan savaşlarından sonra üç kardeş, evreni aralarında bölüşür:

Zeus: Gökyüzü ve Olympos’un tahtı

Poseidon: Denizler, okyanuslar ve sular

Hades: Yeraltı dünyası

Poseidon, denizin derinliklerinde altın bir sarayda su perileri (Nereidler) ve deniz canlılarıyla birlikte yaşar. O sarayda mercan sütunlar, inci taşlı tahtlar ve devasa balıklar bulunur  deniz altının cenneti gibidir. 

Üç Dişli Mızrak

Poseidon’un elinde tuttuğu üç dişli mızrak, onun hem gücünün hem de otoritesinin sembolüdür. Bu mızrağı denize vurduğunda: Dalgalar kabarır, Fırtınalar kopar, Gemiler batabilir, Yeryüzü sarsılabilir.

Bu yüzden Poseidon sadece denizlerin değil, aynı zamanda depremlerinde tanrısı olarak da anılır. Antik Yunanlılar, bir deprem olduğunda Poseidon öfkelendi derlermiş. 

Atların Yaratıcısı

Efsaneye göre Poseidon, ilk atı yaratan tanrıdır. Denizin köpüğünden, dalgaların hızından ve rüzgarın özgürlüğünden esinlenerek atları yaratmıştır. Bu nedenle deniz kıyısında yaşayan halklar ona hem denizlerin hem atların efendisi  olarak taparlardı. 

Aşkları ve Soyu

Poseidon’un birçok aşk hikayesi vardır. Onun sevgilileri arasında hem tanrıçalar hem de ölümlüler bulunur. En bilinenleri:

Amphitrite: Deniz perisi ve Poseidon’un eşi. Sessiz, bilge ve denizlerin kraliçesidir.

Medusa: Poseidon’un tapınakta beraber olduğu söylentisi, Medusa’nın lanetlenmesine neden olmuştur.

Demeter: Toprak tanrıçası Demeter’i elde etmek için at kılığına girmiştir.

Çocukları arasında kahramanlar ve canavarlar vardır.  

Poseidon’un Öfkesi

Poseidon, kolay öfkelenen bir tanrıdır. Gururuna dokunulursa, intikamını fırtınalarla alır. Troya Savaşı’nda bile taraf değiştirip, denizleri askerlerin üstüne göndermiştir. Ancak adaletli olduğunda denizleri huzura boğar; balıkçılar, denizciler ve yolcular ona dua ederdi: “Ey büyük Poseidon, dalgalarını sakin tut, yolumuzu aç.” 

Tapınakları

En ünlü Poseidon tapınaklarından biri, Yunanistan'daki Sounion Burnunda  yer alır. Deniz manzarasına hakim bir kayanın üstünde inşa edilen bu tapınak, gün batımında altın rengine bürünür ve Poseidon’un kudretini hatırlatır. Denizciler, yola çıkmadan önce bu tapınağa gelip Poseidon’a adaklar adar, denizin hiddetinden korunmak için dua ederlerdi. 

Poseidon’un Sembolizmi

Poseidon, duyguların derinliği ve kontrol edilemeyen doğa güçlerinin sembolüdür. Denizin sakinliği kadar insan ruhunun da sakinleşmesi onunla ilişkilendirilir. Aynı zamanda: Güç, Kendini ifade etme, Özgürlük ve kaos arasındaki denge temalarını temsil eder.

 

Poseidon’un hikayesi, insanın iç dünyasındaki fırtınaların bir yansıması gibidir. O, hem sakinleştirici hem de yıkıcı bir güçtür. Denizi anlayan herkes, Poseidon’un ruhunu hisseder: derin, gizemli ve özgür.

Dalgalarla konuşmayı bilmeyen, Poseidon’un kalbini anlayamaz.

Hades Yeraltı Tanrısı

Yunan mitolojisinin en yanlış anlaşılan tanrılarından biri olan Hades, ölümün ve yeraltı dünyasının hâkimidir. Ancak o, sanıldığı gibi kötü veya şeytani değildir. Hades, ölümden korkmayan adaletin tanrısı. O, karanlığın içinde düzeni sağlayan, ruhların huzura kavuşmasını sağlayan sessiz bir güçtür. 

Kökeni ve Yükselişi

Hades, Titan K ronos ve Rhea,nın en büyük oğludur Tıpkı kardeşleri Zeus ve Poseidon gibi o da babası tarafından yutulmuştur. Zeus’un babasını devirmesinin ardından kardeşlerini serbest bırakır ve evreni üçe bölerler:

Zeus: Gökyüzü

Poseidon: Denizler

Hades: Yeraltı Dünyası

Bu paylaşım kaderi belirler: Hades artık ölülerin diyarının hakimidir ruhların adaletli yargıcı olur.

Hades’in Krallığı

Hades’in hükmettiği yer “Yeraltı Dünyası” (Greekçe: Underworld ya da Erebus) olarak bilinir. Bu karanlık ama düzenli krallığın içinde her ruhun gideceği bir yer vardır:

Elysion (Elysium Tarlaları): İyi insanların, kahramanların, bilge ruhların sonsuz huzura kavuştuğu cennet benzeri yer.

Asphodel Çayırları: Ne iyi ne kötü olanların dolaştığı gri, sessiz alan.

Tartaros: Suçluların ve tanrılara ihanet edenlerin cezalandırıldığı derin karanlık kuyu.

Hades bu dünyada korkuyla değil, adaletle hükmeder. Onun mahkemesinde kimse rüşvet veremez, kimse ayrıcalıklı değildir.

Persephone ve Hades’in Aşkı

Hades’in en bilinen hikayesi Persephone'nin kaçırılmasıdır. Persephone, toprak tanrıçası Demeter'in kızıdır. Hades ona âşık olur ve yeraltına kaçırır. Demeter, kızının kaybolmasına öyle üzülür ki yeryüzü kuraklaşır, meyveler solup gider. Sonunda Zeus araya girer ve bir anlaşma yapılır. Persephone yılın yarısında yeraltında (Hades’in yanında)yarısını ise yeryüzünde (annesinin yanında) geçirir. Bu döngü, mevsimlerin doğuşunu simgeler. Persephone yeryüzüne çıktığında bahar ve yaz gelir, yeraltına indiğinde ise sonbahar ve kış başlar. Böylece Hades, doğanın dengesini bilmeden de olsa sağlamış olur. 

Sembolleri ve Gücü

Hades, ölümün efendisi olmasına rağmen korkunç değil, dingin  bir figürdür. Sessiz, kararlı, duygularını belli etmeyen bir tanrıdır. Onun sembolleri:

Siyah miğfer: Görünmezlik verir, tanrılar arasında “Görünmeyen Efendi” olarak anılır.

İki başlı köpek Cerberus: Yeraltı kapısını korur, hiçbir ölü geri dönemez.

Asa ve nar: Güç ve bereketin ölümle bile var olabileceğini simgeler. 

Hades’in Gerçek Anlamı

Hades, “ölümün tanrısı” olarak değil, ölümden sonraki adaletin sembolü olarak görülmelidir. Onun hükmü korkutucu değildir kaçınılmaz gerçeğin kendisidir. Yunan düşüncesine göre Hades, yaşamın anlamını hatırlatan bir aynadır: “Ölümü bilmeyen, yaşamı anlayamaz.” Bu yüzden antik Yunan’da Hades’e dua edenler, ölümden korkmamak için değil huzurlu bir ölüm ve adaletli bir son  dilemek için dua ederlerdi. 

Tapınakları

Hades’e doğrudan tapınak yapılmazdı, çünkü o karanlıkta yaşar. Ancak bazı gizli kültler (örneğin Eleusis Gizemleri) ona özel törenler düzenlerdi. Tapınakların girişine genellikle siyah mermer kapılar yapılır, dualar gece fısıldanırdı. 

Hades, insanın bilinçaltını temsil eder. Ruhun karanlık yönü, bastırılmış duygular ve geçmişle yüzleşme onun dünyasına girmek, kendi iç karanlığımızla yüzleşmek demektir. Karanlıkla dost olabilen kişi, tıpkı Hades gibi, gerçeğin efendisi olur. Hades, ölümden çok sonsuzluğun düzeninin temsil eder. Ne şeytandır, ne kurtarıcı  O yaşamın kaçınılmaz denge unsurudur. Karanlık, Hades’in alanıdır  ama bu karanlık içinde bile adalet , bilgelik ve sessiz bir huzur vardır. Hades’in krallığında sessizlik hüküm sürer çünkü orada herkes gerçeği bulur.

Prometheus ve Ateşin Hikayesi  İnsanlığa Işığı Getiren Tanrı 
Tanrıların Sessiz İsyanı
Zamanın başlangıcında, insanlar karanlıkta yaşıyordu. Ne ateşleri vardı, ne de bilgiye dair bir kıvılcımları.
Olympos’un yükseklerinde, tanrılar dünyayı yönetiyor; insanlar ise gölgeler arasında korkuyla var oluyordu.
Ama bir tanrı vardı ki, insanı diğerlerinden farklı görüyordu: Prometheus.

O, yalnızca bir Titan değildi   insanı anlayan ilk tanrıydı.

Ateşin Çalınışı: Bilginin Yasak Meyvesi
Zeus, insanlara ateşi yasaklamıştı. Çünkü ateş yalnızca ısı değil, bilginin, yaratıcılığın ve özgürlüğün sembolüydü.
Prometheus bu yasağa karşı geldi.
Bir gece, Olympos’un doruklarına çıktı; güneşin korundan bir kıvılcım aldı ve onu insanlara getirdi.
O an, karanlık aydınlandı.
İnsan ellerinde ateş parladı, taş ısındı, ilk aletler yapıldı, ilk ekmek pişirildi.
Ve o andan sonra insan tanrılara bağımlı olmaktan kurtuldu.

Zeus’un Öfkesi: Bilgiye Karşı Cezalandırılan Cesaret 
Zeus bu ihaneti asla affetmedi.
Prometheus’u zincirletti   Kafkas Dağları’nda bir kayaya bağlattı.
Her gün bir kartal gelip onun karaciğerini yedi, her gece ise o organ yeniden oluştu.
Bitmeyen bir döngü… Sonsuz bir ceza.
Çünkü o, insanın özgürlüğü için tanrının düzenine meydan okumuştu.

Ama Prometheus’un gözlerinde korku değil, gurur vardı.
Çünkü o biliyordu: Ateş sönmeyecek, insanlık bir daha asla karanlığa dönmeyecekti.

İnsanın Yükselişi   Ateşten Doğan Medeniyet 
Prometheus’un getirdiği ateş sadece ısı değil; bilimin, sanatın ve teknolojinin temeli oldu.

Ateşin ışığında:
Taş aletler şekil buldu,
Demir çağı doğdu,
Yazı, müzik ve şehirler yükseldi.
Prometheus’un kıvılcımı, insan zekasının ve yaratıcılığının ilk sembolü haline geldi.
Bugün bilgisayar ekranlarımızdan yayılan her ışık, aslında o çalınan ateşin bir yankısıdır.

Sembolik Anlamı: Bilginin Bedeli
Prometheus’un hikayesi, mitolojiden öte bir felsefedir.
İnsanın bilgi uğruna çektiği acının, ilerleme arzusunun ve bağımsızlık isteğinin sembolüdür.
Her icat, her devrim, her düşünce   bir “Prometheus anı” taşır.
Çünkü insan, her zaman “biraz daha fazlasını” bilmek ister.

“Ateşi çalmak cesarettir. Ama onu taşımak, insan olmanın bedelidir.” 

Prometheus’un Mirası
Bugün dünyada her ışık yandığında, her buluş yapıldığında, her sanat eseri doğduğunda,
Prometheus yeniden gülümser.
Çünkü o, insanlığın en karanlık gecesine ilk kıvılcımı getiren varlıktır.
Ve o kıvılcım hala sönmedi…

 

Orpheus ve Eurydike – Aşkın Sesi Yeraltında 

Aşkın En Saf Hali

Bir zamanlar müzik, tanrıların dilinden konuşan bir insana aitti: Orpheus.

Onun dilinden dökülen her nota, rüzgarı durdurur, suları sakinleştirir, taşları bile ağlatırdı.

Ve bir gün, kalbi sadece birine ait oldu   Eurydike.

İkisi, aşkın en saf halini yaşadılar; ama tanrılar, mutlu sonları uzun sürdürmezdi.


Trajedinin Başlangıcı: Ölümün Sessiz Adımı 

Eurydike, bir gün ormanda gezerken bir yılanın ısırığıyla hayatını kaybetti.

Orpheus, acısını müziğe döktü; her melodi yeraltına kadar ulaştı.

Tanrılar bile onun dilinden  çıkan hüzne dayanamadı.

Ve böylece Orpheus, aşkı için ölümün sınırını aşmaya karar verdi.

“Ya sen geri dön, ya ben geliyorum.”

Yeraltı Yolculuğu: Aşkın Cesareti 

Orpheus, Styx Nehri’nin ölü sularından geçti, gölgelerin dünyasına adım attı.

Müzik, karanlığa ışık oldu.

Kerberos, üç başlı köpek, lir sesine boyun eğdi.

Persephone, gözyaşlarını tutamadı.

Hades, soğuk kalbinde bile bir kıvılcım hissetti.

Tanrılar, Orpheus’un sevgisine hayran kaldı ve bir şartla Eurydike’yi geri vermeye razı oldular:

“Yeryüzüne çıkana kadar arkasına bakmayacak.”

Kayıp Anı: Umut ile Şüphe Arasında

Orpheus, Eurydike’nin sessiz adımlarını arkasında hissediyordu ama göremiyordu.

Kalbinde sevgiyle karışık bir kuşku büyüdü: “Gerçekten arkamda mı?”

Ve tam güneş ışığına yaklaşırken… döndü.

O an, Eurydike yeniden gölgeye karıştı   sonsuzluğa.

Bir bakış, bir ömürlük sevgiyi sonsuza dek karanlığa hapsetti.

Sessiz Bir Ağıt ve Ebedi Melodi 

Orpheus bir daha ne gülümseyebildi ne de konuşabildi.

Sadece lirini çaldı… Her notasında kaybettiği kadının sesini aradı.

Efsaneye göre, öldüğünde bile müziği sürüyordu   rüzgarda, nehirde, yaprakların hışırtısında.

Çünkü aşk, ölüme yenilmedi; ezgiye dönüştü.

Aşk, İnanç ve Kayıp

Orpheus’un hikayesi, sadece bir trajedi değil; insanın inançla imtihanıdır.

Bir bakışın, bir şüphenin bedeli…

Ama aynı zamanda sanatın, müziğin ve duygunun ölümsüzlüğünü anlatır.

Her sanatçı bir Orpheus’tur   kalbini kaybeder ama sesini asla.


“Bir kez daha bakmasaydı, belki mutlu olurdu.

Ama aşk, bazen sadece bir kez daha bakmaktır.”