Zerdüştlük, kökeni MÖ yaklaşık 1200–1000 yıllarına uzanan, insanlık tarihinin en eski tek-tanrılı inanç sistemlerinden biri olarak kabul edilir ve öğretisini İran coğrafyasında ortaya çıkan Zerdüşt’e (Zarathustra) dayandırır; bu inançta evren, iyilik ile kötülüğün kozmik mücadelesi olarak kavranır ve insan, yaptığı seçimlerle bu mücadelede aktif bir ahlaki özne haline gelir.
Zerdüştlüğün merkezinde Ahura Mazda bulunur; o mutlak iyiliğin, bilgelik ve düzenin kaynağıdır, buna karşılık Angra Mainyu (Ahriman) yıkımın, karanlığın ve kaosun temsilidir ve bu ikilik, insanın günlük hayatındaki etik tercihleri doğrudan anlamlı kılar çünkü Zerdüştlükte kurtuluş, yalnızca inançla değil, bilinçli eylemle mümkündür. Öğretinin özeti olarak sıkça anılan üçlü ilke; iyi düşünce (Humata), iyi söz (Hukhta), iyi eylem (Hvarshta)'dir. Bireyin hem dünyevi hem de kozmik düzende sorumluluk taşıdığını vurgular; bu yüzden Zerdüştlük, pasif bir kader anlayışını değil, ahlaki sorumlulukla şekillenen aktif bir yaşam tutumunu savunur. Ateş, bu dinde tapınılan bir varlık değil, hakikatin, saflığın ve ilahi ışığın sembolüdür; ateş tapınaklarında sürekli yanan kutsal ateş, Tanrı’nın nurunu ve kozmik düzeni simgeler, bu nedenle ateşe saygı gösterilir ama ona ilahlık atfedilmez, bu nokta sıkça yanlış anlaşılan bir ayrımdır.
Zerdüştlük, ölümden sonra ruhun Çinvat Köprüsü’nden geçeceğini öğretir; burada kişinin yaşamı boyunca sergilediği ahlaki tutumlar tartılır ve iyi düşünce-söz-eylemle yaşayanlar aydınlığa, kötülüğü seçenler ise karanlığa yönelir; bu anlatı, daha sonra Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’daki ahiret, hesap ve cennet-cehennem tasavvurlarını derinden etkilemiştir.
Bugün Zerdüştlük az sayıda takipçisi olan bir inanç olsa da, özellikle İran, Hindistan (Parsi topluluğu) ve diaspora topluluklarında yaşamaya devam eder ve etkisi, sayısal gücünden çok, insanlık düşünce tarihine bıraktığı derin etik mirasla ölçülür; çünkü Zerdüştlük, insanı evrenin pasif bir figürü değil, iyiliğin kaderini belirleyen bilinçli bir fail olarak konumlandıran nadir kadim öğretilerden biridir.