Dünya'nın etrafında ticari bir yarış kızışıyor. Bir zamanlar sadece astronotların erişebildiği “uzay eşiği”, artık özel şirketlerin ve yüksek bütçeli turistlerin yeni rotası haline geliyor. ABD, Japonya, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, İspanya ve Brezilya gibi ülkeler yakın uzay turizmini destekleyen yeni programlarla uluslararası rekabeti büyütürken, sektör 2030’a kadar yıllık 10 milyar dolar hacme ulaşabileceği öngörülüyor.
Birçok şirket planlarını şu standart üzerine kuruyor: 2 saatlik tırmanış, Stratosferde 1 2 saatlik gezinti, 360° Dünya manzarası, kokpitte canlı rehber/uzay eğitmeni, sessiz iniş ve yüksek güvenlik protokolleri. Yolcular, uçuş boyunca Dünya’nın mavi atmosferini, altlarındaki şehirleri ve uzayın siyah fonunu aynı anda görebiliyor.
Uzmanlar, yakın-uzay turizminin: Havacılık yatırımlarını artıracağı, Yeni malzemeler ve ısı kalkanı teknolojilerini hızlandıracağı, Havacılık-uzay eğitimine yeni bir pazar açacağı görüşünde birleşiyor.
Uzun vadede:
Ticari stratosfer otelleri, manzara platformları ve bilim turizm hibrit uçuşlarının devreye girmesi bekleniyor.
Türkiye’nin henüz uzay turizmi alanında ticari bir programı bulunmasa da: Balon teknolojileri, uçuş simülasyon risk analizleri, havacılık sertifikasyon süreçleri, medikal kontrol altyapısı gibi alanlarda sektöre destek sağlayabilecek ciddi potansiyel olduğu belirtiliyor. Ayrıca Gökmen Uzay Havacılık Merkezi gibi merkezlerin, gelecekte “uzay turizmi ön eğitim noktaları” na dönüşmesi olası.