Unica Zürn – Karadam (Der Mann im Jasmin) (1965) [ 02 Aralık 2025 ]


Unica Zürn – Karadam (Der Mann im Jasmin) (1965)

Unica Zürn – Karadam (Der Mann im Jasmin) (1965)

Bu kitap gerçekten edebiyatın en özel ve sarsıcı metinlerinden biridir ve yalnızca bir hikaye değil, zihnin çözülüşünü edebiyat diline dönüştürme cesaretidir. Kısa, parçalı, şiirseldir fakat okudukça insanın içine kazınır.

Roman, yazarın kendisine benzeyen bir kadının, deliliğe iniş sürecini anlatır. Bir sanatçı, hem içsel hem dışsal baskıların ortasında gerçeklikle bağlantısını yavaş yavaş kaybeder. Zihninde, yasemin kokan bir adam belirir; Karadam. Bu figür hem bir sevgi hem de bir halüsinasyon kaynağıdır. Kadın, belleğinde çocukluk, aşk, savaş ve annelikle ilgili imgeleri parça parça hatırlar. Gerçek, rüya ve semboller iç içe geçer. Metin ilerledikçe, okuyucu da onun zihninin bükülmesini hisseder.

Zürn, psikozu, hastalık olarak değil, başka bir bilinç hali olarak anlatır. Rüyalar, sesler, sayılar, renkler, her şey sembol haline gelir. Kadın, toplumun kadın olma beklentilerinden, annelikten, aşktan, erkek bakışından bunalmıştır. Bellmer’le yaşadığı ilişki de bu tutsaklığın yansımasıdır. Roman boyunca çocukluk ve yetişkinlik birbirine karışır. Zürn’ün yazısı, bilinçdışının akışına benzer, kelimeler kopar, tekrarlar, döner; tıpkı zihnin kendi yankısı gibi.

Paragraf sınırları neredeyse yoktur. Zaman çizgisel değildir. Her şey bir düş mantığıyla akar. Cümleler kısa, yoğun ve hipnotiktir.“Bir adam var. Onu yalnızca ben görebiliyorum. Yasemin kokuyor. Bana yaklaşınca, bütün sesler susuyor.” Ve “Bir kelimeyi yanlış söylersem dünya değişecek.” Zürn’ün dili, deliliğin ritmini yakalayan bir şiirsel matematik gibidir. Bu kitabı bir günde değil, yavaş ve sessizlikte okuyun. Her cümle bir zihinsel görüntü gibidir. Belki bir rüya, belki bir itiraf, kim bilebilir?