İnsanlık tarihine bakıldığında oyun oynamanın yalnızca boş zaman eğlencesi değil, düşünme biçimini, strateji kurmayı ve toplumsal ilişkileri şekillendiren kadim bir alışkanlık olduğu görülür; çünkü yazının, paranın hatta bazı toplumsal kurumların bile henüz oluşmadığı dönemlerde insanlar, taşlarla, çizgilerle ve sembollerle oyunlar kurarak hem rekabet etmiş hem de dünyayı anlamlandırmaya çalışmıştır. Bu nedenle tarihte kalmış en eski oyunlar, bugünün masa oyunlarının ya da dijital oyunlarının ataları olarak değil, insan zihninin ilk sistematik eğlence ve strateji denemeleri olarak değerlendirilebilir.
Bilinen en eski oyunlardan biri Senettir; Antik Mısır’da yaklaşık MÖ 3100 yıllarına tarihlenen bu oyun, sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda ölümden sonraki yaşamla ilişkilendirilen sembolik bir yolculuk olarak görülmüştür. Firavun mezarlarında bulunan Senet tahtaları, oyunun aristokrasi ve inanç sistemiyle iç içe geçtiğini gösterirken, taşların ilerleyişi kişinin kaderini, engelleri ve ruhsal sınavları temsil edecek şekilde yorumlanmıştır.
Bir diğer çok eski oyun olan Mehen, yine Antik Mısır kökenlidir ve adını yılan şeklindeki spiral tahtasından alır; bu oyunda ilerleme, koruma ve döngüsellik temaları öne çıkar ve Mehen’in, dönemin mitolojik anlatılarıyla bağlantılı olduğu düşünülür. Buna ek olarak Mezopotamya’da ortaya çıkan ve bugün Ur Kraliyet Oyunu olarak bilinen masa oyunu, zar benzeri taşlar ve özel kareler içeren yapısıyla hem şansa hem de stratejiye dayalı ilk oyun örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Senet
Antik Mısır’da ortaya çıkan ve yaklaşık MÖ 3100 yıllarına tarihlenen Senet, tarihin bilinen en eski masa oyunlarından biridir; zar benzeri çubuklar veya kemikler kullanılarak oynanan bu oyun, taşların belirli kareler üzerinde ilerlemesine dayanır ve yalnızca bir eğlence aracı değil, aynı zamanda ölümden sonraki yaşamı simgeleyen ruhsal bir yolculuk olarak görülmüştür. Firavun mezarlarında bulunması, Senet’in inanç sistemiyle güçlü bir bağ kurduğunu ve sembolik anlamlar taşıdığını gösterir.
Mehen
Yine Antik Mısır kökenli olan Mehen, adını spiral şeklinde kıvrılan yılan figürlü oyun tahtasından alır ve oyuncular bu spiral boyunca ilerleyerek oyunu tamamlamaya çalışır. Mehen’in koruma, döngü ve mitolojik yılan sembolizmiyle bağlantılı olduğu düşünülürken, oyunun tam kuralları günümüze ulaşmamış olsa da ritüel ve sembolik bir anlam taşıdığı kabul edilir.
Ur Kraliyet Oyunu
Mezopotamya’da, özellikle Sümer uygarlığı döneminde ortaya çıkan Ur Kraliyet Oyunu, yaklaşık MÖ 2600 yıllarına tarihlenir ve hem şansa hem de stratejiye dayalı yapısıyla dikkat çeker. Özel kareler, ilerleme alanları ve zar benzeri taşlarla oynanan bu oyun, ticaret yolları aracılığıyla geniş coğrafyalara yayılmış ve tarihin ilk kurallı masa oyunlarından biri olarak kabul edilmiştir.
Tarihte kalmış bu en eski oyunlar, insanın rekabet etme, düşünme, kazanma ve kaybetmeyle başa çıkma biçimlerinin binlerce yıldır çok da değişmediğini gösterirken, oyunların aslında kültürlerin sessiz hafızası olduğunu da hatırlatır.