1. The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli) – 1994 IMDb: 9.3
Bir hapishane filmi gibi başlayıp insan ruhunun dayanıklılığına dair evrensel bir anlatıya dönüşen Esaretin Bedeli, işlemediği bir suçtan hüküm giyen Andy Dufresne’in Shawshank Hapishanesi’nde geçen yıllarını, umut, dostluk ve özgürlük kavramları üzerinden ele alır; film, kapalı bir mekan içinde bile insanın içsel olarak özgür kalabileceğini sakin ama derin bir dille anlatır.
7 dalda Oscar’a aday oldu ancak Oscar kazanamadı. Bugün IMDb tarihinde zirvede yer alması, ödüllerin değil zamanın hakemliğinin belirleyici olduğunu kanıtlar.
2. The Dark Knight (Kara Şövalye) – 2008 IMDb: 9.0
Christopher Nolan’ın süper kahraman anlatısını karanlık bir ahlaki sorgulamaya dönüştürdüğü film, kaos ve düzen arasındaki ince çizgiyi Joker karakteri üzerinden derinlemesine ele alır ve çizgi roman uyarlılarının algısını kökten değiştirir.
En İyi Film adaylığı almadı (o dönem büyük tartışma yarattı) ancak Heath Ledger, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandı. Film, ana kategoride dışlanmasına rağmen modern sinemanın mihenk taşlarından biri kabul edilir.
3. Fight Club (Dövüş Kulübü) – 1999 IMDb: 8.8
Modern insanın tüketim kültürü, kimlik krizi ve bastırılmış öfkesi üzerinden ilerleyen film, izleyiciyi rahatsız eden anlatımıyla ilk çıktığında yanlış anlaşılsa da, zamanla kuşaklar arası bir kült yapıta dönüşmüştür.
En İyi Ses Kurgusunda aday olmasına rağmen Oscar kazanamadı. Bugün, sinemanın en cesur ve provokatif anlatılarından biri olarak anılır.
4. Se7en – 1995 IMDb: 8.6
Yedi ölümcül günah üzerinden ilerleyen seri katil hikayesi, yalnızca bir polisiye değil, insan doğasının karanlık tarafına dair sert bir ahlaki sorgulama sunar; finaliyle sinema tarihinin en sarsıcı kapanışlarından birine imza atar.
En İyi Kurgu dalında aday olmasına rağmen Oscar kazanamadı. Gerilim türünün çıtasını kalıcı biçimde yukarı taşıyan bir yapıttır.
5. The Green Mile (Yeşil Yol) – 1999 IMDb: 8.6
Bir hapishanede geçen doğaüstü bir hikaye üzerinden adalet, merhamet ve insan vicdanını sorgulayan film, duygusal yoğunluğu ve karakter derinliğiyle izleyicide kalıcı bir iz bırakır.
Film tam 4 dalda Oscar’a aday oldu ancak Oscar kazanamadı. Ödülsüz olmasına rağmen, izleyiciyle kurduğu bağ sayesinde zamansız filmler arasında yer alır.
Bazı filmler ödül kazanır, bazıları ise zamanla insanın içine yerleşir; Oscar alamayan bu filmler, sinemanın gerçek ölçütünün heykelcikler değil, hafızada bıraktığı iz olduğunu hatırlatır.