Bir Kıyafet Bir Dönemi Nasıl Hatırlatır?
Bazı kıyafetler vardır ki dolabın en arka köşesinde yıllarca bekler ama atılamaz, çünkü onlar yalnızca kumaş parçası değil, bir dönemin sessiz tanığıdır; eski bir kot ceket, üniversiteye ilk gittiğin günün heyecanını, bir kazak yıllar önce içtiğin uzun bir kış kahvesini, bir elbise ise artık konuşmadığın birinin sesini içinde saklar. Bu yüzden moda, sadece görünür olanla değil, hatırlananla da ilgilidir.
İnsan hafızası kokularla, seslerle ve görüntülerle çalışır ama kıyafetler bunların hepsini bir arada taşıyabilen nadir nesnelerdendir; bir kumaşa dokunduğunda, bedenin o günkü halini, ruhunun o dönemki ağırlığını ve hayatının hangi noktasında olduğunu hatırlarsın. Annenin dolabından kalan bir hırka, onun sesini duymadan bile seni çocukluğuna götürebilir ya da yıllar önce giydiğin bir tişört, artık var olmayan bir arkadaşlığın sıcaklığını tekrar hissettirebilir.
Bu yüzden bazı parçalar eskimez, sadece sessizleşir; çünkü onları giymek, o dönemi yeniden yaşamak anlamına gelir ve herkes geçmişe aynı cesaretle bakamaz. Bazen artık giymiyorum dediğimiz şey, aslında artık o halimde değilim demenin daha kolay bir yoludur. Moda bu yönüyle yalnızca trendlerin değil, kişisel tarihin de arşividir; dolaplarımızda sakladığımız her parça, kim olduğumuzu değil belki ama kimlerden geçtiğimizi, neleri geride bıraktığımızı ve nelerin bizde iz bıraktığını anlatır.