Sembollerin Gizli Dili: İnsanlığın Sessiz Anlatısı
İnsanlık tarihi, kelimelerden çok daha eski bir iletişim biçimine sahiptir: Semboller. Bazen bir taşın üzerine kazınmış küçük bir işaret, bazen bir tapınak duvarındaki gizemli çizgi, bazen de gündelik hayatımızda fark etmeden taşıdığımız bir logonun içindeki minik bir şekil. Hepsi, binlerce yıldır bize bir şey anlatmaya çalışır. Semboller; insanın düşünce dünyasını, inancını, korkusunu, bilgisini, gücünü ve geleceğe bıraktığı mesajları saklayan sessiz tanıklardır. Hiç konuşmazlar ama çok şey söylerler.
Neden Semboller?
Çünkü her şey bir semboldür. Güneş doğar, insan ısınır ve ona bir anlam verir. Ay büyür, küçülür; göç eden toplumlar bunun ritmine göre yaşar. Kuşlar, yılanlar, yollar, üçgenler, spiral çizgiler… Her biri farklı kültürlerde yeniden doğar, yeniden yorumlanır.
Bugün baktığımızda; bir pentagramın sadece “beş köşeli bir yıldız” olmadığını, bir üçgenin yönüne göre tamamen başka bir anlam taşıdığını, bir göz sembolünün kimi zaman koruma, kimi zaman gözetim, kimi zaman da “uyanıklık” anlamı taşıdığını, bir yılanın hem yeniden doğuş hem de bilgelik göstergesi olabildiğini bildiğimizde, insan zihninin binlerce yıldır nasıl aynı dili konuştuğunu fark ederiz. Semboller değişmez, sadece insan değişir.
Semboller Neden Hala Bu Kadar İlgi Çekiyor?
Çünkü semboller insanın bilinçaltıyla konuşur. Bir sembole baktığında içinden bir his yükselir ama çoğu zaman nedenini bilmezsin. İşte o his, sembolün kök anlamıdır. Bir sembolü anlamak, aslında kendini anlamaktır. Bugün modern dünyada bile logolarda, devlet armalarında, banknotlarda, markalarda, mimaride, filmlerde binlerce gizli sembol bulunur. Bunlar bilinçli olarak seçilir; çünkü insan zihni bu işaretleri okur ve tepki verir. Bir markanın üç çizgisi, bir devletin kartalı, bir otomobilin çemberi, bir telefon markasının yarım ısırılmış meyvesi gibi hiçbir şey tesadüf değildir.
Sembolleri açıklamak yerine, sembollerin ardındaki düşünceyi, enerjiyi, tarihi ve psikolojiyi anlamak daha anlamlı ve yerinde olacaktır. Kadim uygarlıkların gizli işaretlerini, arkeolojik taşların üzerindeki bilinmeyen sembolleri, mitolojideki kuş, hayvan ve tanrı sembollerini, spiritüel dünyanın enerji sembollerini, günlük hayatta karşımıza çıkan logoların gizli dilini, modern sembolizmin zihin üzerindeki etkisini anlamak ve tek bir çatı altında toplamak için platformumuzda böyle bir kategori oluşturduk. Burayı bir kitaplık gibi düşün, her sayfası farklı bir kapı, her kapı seni biraz daha derine götürüyor.
Semboller Bir Dil Değildir Aksine Bir Hafızadır.
Bir üçgen çizildiğinde sadece bir şekil görmezsin, insanlığın ortak hafızasına kazınmış bir düşünceyi görürsün. Örneğin;
Yukarı bakan üçgen: Ateş, yükseliş, enerji
Aşağı bakan üçgen: Su, alçalma, sezgi
Spiral: Yolculuk, dönüşüm
Güneş: Bilgi, güç, yaşam
Ay: Döngü, bilinçaltı
Neptün: İlham
Asklepios: Şifa
Yıldız: Yol gösterici
Bu semboller binlerce yıldır birikmiş bir bilginin özetidir. İnsanlığın uzun ve karanlık yolculuğunda unutulmayan tek şey işaretlerdir.
Semboller bir haritadır. Sen bu haritayı okudukça kendi yoluna ışık tutmuş olursun. Bu ve benzer yazılarımızın amacı bir şey öğretmek değil; görmeyi anlatmaktır. Çünkü semboller sadece gözle değil, zihinle okunur. Her işaret bir kapı; her kapı başka bir bilgi. Kadim sembollerin dünyasına hoş geldin.