University of Toronto’dan Çarpıcı Araştırma
“İkinci Beyin” Sezgisel Kararlarımızı Sandığımızdan Daha Fazla Etkiliyor''
İnsan vücudunun en karmaşık yapılarından biri olan enterik sinir sistemi, yani halk arasında bilinen adıyla “ikinci beyin”, sezgisel kararlarımız üzerinde beklenenden çok daha güçlü bir rol oynuyor. University of Toronto’nun nörobilim araştırmacıları tarafından yürütülen yeni çalışma, bağırsaklardaki sinir ağının, beynin karar merkeziyle çift yönlü ve anlık bir iletişim kurduğunu ortaya koydu. Bilim insanları, hem beyin hem de bağırsak sinir sistemi üzerinden eş zamanlı sinyal ölçümleri yaparak iki bölge arasındaki elektriksel iletişimi takip etti. Enterik sinir sistemi, risk ödül kararlarında saniyeler içinde beyne sinyal gönderiyor. Bu sinyaller, kişinin “içime bir kötü his doğdu”, “ben bu işi yapmayayım”, “bu insan güvenilir” gibi sezgisel yargılarının altında yatıyor. Özellikle stres, beslenme düzeni ve bağırsak mikrobiyotası, sezgisel karar kalitesini doğrudan etkiliyor. Araştırma ekibine göre, “kararlar sadece mantıksal süreçlerle değil, vücudun iç sinyalleriyle birlikte şekilleniyor.”
İkinci Beyin Nasıl Çalışıyor?
Enterik sinir sistemi yaklaşık 500 milyon nöron içeriyor. Bu sayı, omurilikteki nöron miktarına yakın. Bu dev ağ. Bağırsak hareketlerini, hormon salınımını, stres tepkilerini , vagus siniri üzerinden duygu durumunu Karar alma süreçlerini eş zamanlı yönetiyor. Bu nedenle araştırmacılar bağırsakları, “bedenin gizli komuta merkezi” olarak tanımlıyor.
Sezgisel Kararları Neden Etkiliyor?
University of Toronto ekibi, bağırsak beyin eksenindeki sinyallerin.
Tehlike algısı
Sosyal ilişkilerde güven hissetme
Yatırım–risk kararları
Anlık refleks davranışlar , gibi süreçlerde doğrudan etkili olduğunu belirledi.
Özellikle “içime doğdu” diye tanımladığımız duygunun bilimsel karşılığı tam olarak bu sinir iletişimi.
Sağlık, Beslenme ve Duygulara Etkisi
Araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından biri de şu:
Bağırsak sağlığı iyileşen bireylerin sezgisel karar doğruluğu artıyor.
Mikrobiyota dengesi bozulduğunda ise:
Tedirginlik
Kararsızlık
Kaygı
Odaklanma düşüşü belirgin şekilde artıyor.
Sezgi uzun yıllardır “mistik” bir kavram olarak düşünülüyordu. Bu araştırma gösteriyor ki sezgi, aslında bilimin ölçebildiği bir iç sinyal sistemi. İnsan sadece beyniyle değil, tüm vücuduyla düşünüyor. Kalbimiz duyguları, beynimiz mantığı, bağırsaklarımız ise içsel alarm sistemini taşıyor. Günlük hayatta verdiğimiz birçok kararın arkasında aslında ikinci beynimizin bizi uyarışı var.