Ters psikoloji, insan davranışını doğrudan yönlendirmek yerine, görünürde karşıt bir beklenti yaratarak sonuç elde etme stratejisidir ve bu yöntemin psikoloji üzerindeki etkisi, aslında insan zihninin özgürlük arzusuyla, kontrol edilme korkusuyla ve kendi kararını verme ihtiyacıyla yakından ilişkilidir, çünkü birine açıkça “yap” dendiğinde zihin çoğu zaman bilinçli ya da bilinçsiz bir direnç üretir, oysa “yapma” dendiğinde yasaklanan şey bir anda cazip hale gelir, merak yaratır, özgürlük hissini kışkırtır ve kişi kendi iradesini kanıtlamak için davranışa yönelir. Bu çelişik durum, ters psikolojinin, psikolojiye olan sızmasını sağlar; dışarıdan bakıldığında karar serbest gibi görünür, fakat içeride bir itiş, bir gerilim, bir “ben seçtim” duygusu oluşur ve bu duygu davranışı daha kalıcı hale getirir, çünkü insan, zorlandığında değil, seçtiğinde hatırlar, sahiplenir, devam ettirir.
Psikoloji, davranışın nedenlerini ve süreçlerini doğrudan açıklamaya çalışırken, ters psikoloji bu nedenleri görünmez bir alana taşır; kişi, aslında yönlendiriliyor olmasına rağmen, kendi seçimini yaptığını hisseder ve bu hissin güçlendirici etkisi, davranışın tekrarlanmasını kolaylaştırır. Bu durum, günlük hayatta sık sık karşımıza çıkar: çocuklara “yeme, dokunma, izleme” dendiğinde yasaklanan şeyin büyümesi, yetişkinlerin “sen yapamazsın” cümlesiyle hırs kazanması, ilişkilerde “gitme” denince uzaklaşma isteğinin artması veya “yaklaşma” denince yakınlaşmaya yönelme gibi paradoksal örnekler aslında düz psikolojinin sınırlarını gösterir. İnsan, doğası gereği kontrol edilmek istemez, fakat yönlendirilmediğini sandığında daha kolay yönlendirilir; burada asıl mesele hareketin değil, özgürlük algısının manipüle edilmesidir ve bu manipülasyon, bilinçli yapılmadığında bile etkisini gösterir.
Ters psikolojinin, psikoloji üzerindeki etkisi, yalnızca davranış düzeyinde değil, düşünce ve duygu düzeyinde de hissedilir, çünkü insanın temel ihtiyacı sadece sonuç almak değildir, kendi kararının sahibi olduğunu hissetmektir. Bir eylemin arkasında kendi niyeti olduğunu düşündüğünde, o eylem anlam kazanır; zorlandığında değil, isteyerek yaptığında içsel dengesini korur. Bu yüzden ters psikoloji, doğru kullanıldığında iletişimi çatıştırmadan ilerleten, direnç yaratmadan ikna eden ve kişinin kendi duygularını keşfetmesine izin veren ince bir yöntemdir; ancak yanlış kullanıldığında güveni zedeler, manipülatif bir tat bırakır ve kişi, yönlendirildiğini fark ettiğinde savunmaya geçer.
Sonuçta, psikoloji açık bilgi sunarken, ters psikoloji sezgiyi, merakı ve özgürlük hissini harekete geçirir; ikisi de insan davranışını anlamada yan yana durur, fakat biri açık kapıdan çağırır, diğeri aralık bıraktığı pencereden içeri girer.