Spiritüel Uyanışın Evreleri
“Ruh aslında hep uyanıktı. Uykuda olan zihindi.”
Spiritüel uyanış dediğimiz şey; uzaylılarla buluşmak, dağda 40 gün kalmak ya da herkese “ben uyandım” demek değil
Bu yolculuk çok daha sade: Kendini hatırlamak.
Ama bu hatırlama bir anda olmuyor. Dalga dalga geliyor. Aşağıda anlattığım evreler herkes için birebir aynı sırayla yaşanmayabilir; kimi 2. evrede takılır, kimi 5. evreyi kısa yaşar. Ama temel iskelet böyle işler.
Evre: Ruhsal Uykudan Uyanış “Hayat bu olamaz” Anı
Bu evre çoğu insanda bir sarsıntı ile başlar.
Bazen bir kayıp, bazen ayrılık, bazen hastalık, bazen de görünürde hiçbir sebep yokken gelen “iç sıkıntısı”.
Kişi birden şunu düşünür:
“Ben hep başkalarının istediği hayatı mı yaşadım?”
“Bu kadar çalışmak, yorulmak, susmak… sadece bunun için mi buradayım?”
“Ben kimim?”
Bu evreyi tanıyan işaretler:
Dün sana normal gelen şeyler bugün sıkıcı gelmeye başlar.
Televizyondaki, sosyal medyadaki hayatlar sahte gelmeye başlar.
“İçimde başka bir ben var” duygusu oluşur.
Kalabalıklar içinde yalnız hissetme artar.
Bu dönemde kişi genelde dışarıyı suçlar: aileyi, sistemi, düzeni… Bu normaldir. Çünkü zihin yeni bir bakış açısına alışmaya çalışıyor.
Burada önemli olan şu:
Bu sıkıntı bir ceza değil, çağrıdır.
Ruhun diyor ki: “Uyan, hatırla.”
Evre: Ruhun Karanlık Gecesi “Eski ben öldü, yenisi doğmadı” Hali
Bu evre bazen korkutucu anlatılır ama aslında en şifalı bölümlerden biridir.
“Karanlık Gece” dediğimiz şey ruhun değil, egonun karanlığıdır. Çünkü ego şunu fark eder:
“Artık eskisi gibi yönetemiyorum onu.”
Bu evrede:
Eskiden zevk aldığın şeyler artık aynı tadı vermez.
Arkadaş çevren değişmeye başlar.
Yalnız kalma isteği artar.
Rüyalar yoğunlaşır, semboller gösterilir.
“Kimse beni anlamıyor” duygusu yükselir.
Neden böyle oluyor?
Çünkü ruh, artık daha yüksek bir frekansa geçmek istiyor; ama eski alışkanlıklar, eski korkular, eski kırgınlıklar bu frekansla uyumlu değil.
O yüzden sistem şunu yapar: “Temizlemeden geçemezsin.”
Bu yüzden bu dönemde bastırdığın çocukluk yaraları, aile travmaları, değersizlik duygusu, terk edilme korkusu tek tek ortaya çıkar.
Kişi bazen sanır ki:
“Ben geri gidiyorum, ruhsal olarak kötüleştim.”
Hayır.
Sen kötüleşmedin.
Sadece görünmesin diye halının altına ittiğin şeyler görünmeye başladı.
Karanlık Gece’nin sırrı şudur:
Direnirsen uzar.
Kabul edersen hızlanır.
Burada yapılacak en güçlü şey:
Günlük tutmak
Doğada yürümek
Meditasyon / zikir / tefekkür
Sosyal medyayı azaltmak
“Süper olmak zorunda değilim” demek
Bu evre geçicidir. Ama kişi bu evrede çok şey öğrenir: empati, merhamet, sabır. Bunlar olmadan üst düzey bir bilinç hali olmuyor.
Evre: Kendini Hatırlama “Ben sadece beden değilim” Farkındalığı
Karanlık biraz dağıldıktan sonra kişi birden çok basit ama çok büyük bir şeyi fark eder:
“Ben sadece adım, mesleğim, etiketlerim değilim.”
“Ben rol oynuyormuşum.”
“Ben enerjiyim.”
Bu evrede kişinin bilgi iştahı artar.
Spiritualite, tasavvuf, enerji, bilinç, kuantum, melek sayıları, frekanslar… Hepsi ilgini çekmeye başlar.
Ama dikkat: Bu evrede bilgi bağımlılığı da olabilir. Kişi okur, okur, okur… ama uygulamaz.
Bunun nedeni şudur: Zihin, kontrolü kaybetmek istemez. “Her şeyi öğreneyim de sonra teslim olurum” der. Ama ruhsal yolculukta bazen önce yaparsın, sonra anlarsın.
Bu evrede görülenler:
Senkron sayılar (11:11, 22:22, 14:14…)
Kişilere ve olaylara karşı artan sezgi
Kalbin sıkışması değil, kalbin açılması
Bazı seslere, kalabalık yerlere tahammülsüzlük
Hayvanlarla ve doğayla daha hızlı bağ kurma
Burada kişinin öğrendiği en önemli ders:
“Dış değil, iç kaynaklı yaşamalıyım.”
Yani artık onay alma, beğenilme, takdir edilme ihtiyacı yavaş yavaş azalır. Çünkü kişi içsel olarak şunu hissetmeye başlar:
“Ben zaten tamamım.”
Evre: Hizalanma / Uyumlanma “Söylediğim, düşündüğüm ve yaşadığım aynı olsun”
Bu evre, spiritüel yolculuğun “olgunlaşma” kısmıdır.
Artık kişi sadece konuşmaz, yaşamaya başlar.
Zihin, kalp ve ruh aynı çizgiye gelmeye başlar.
Bu ne demek?
“İyilik önemli” deyip arkadan konuşmaz.
“Şükür önemli” deyip sürekli şikâyet etmez.
“Evrensel sevgi” deyip insanları kategorize etmez.
Yani tutarlılık başlar.
Ve asıl mucize burada olur:
Kişi içsel olarak hizalandığında, dış gerçeklik de hizalanır.
Doğru insanlar gelir.
Doğru iş teklifleri gelir.
Doğru bilgilerle karşılaşılır.
Buna bazen “evrenin kapıları açıldı” derler. Aslında kapı hep oradaydı; senin frekansın şimdi oraya uydu.
Bu evrede kişi akış kelimesinin gerçeğini anlar.
Akış = hiçbir şey yapmamak değil.
Akış = zorlamadan yapmak.
Yani ruhunun yönlendirdiği şeyi yaparken içte huzur vardır, dışta da destek vardır.
Evre: Hizmet ve Işığı Yayma “Sadece ben değiliz” Bilinci
Uyanış sadece kişinin “kendini iyi hissetmesi” için değildir.
Asıl amaç: Bilinç yükseldikçe başkalarını da uyandırmak.
Bu evrede kişi şunu fark eder:
“Benim şifam, başkasının da işine yarayabilir.”
“Benim yaşadığım acı başkalarına yol gösterici olabilir.”
“Ben sadece tüketen değil, veren de olmalıyım.”
Böylece kişi:
Bilgiyi paylaşmak ister
Yazmak, anlatmak, öğretmek ister
Yardım çalışmalarına, sosyal projelere, doğaya daha çok önem verir
Yargılamayı bırakıp anlamaya başlar
Burada çok önemli bir uyarı var Sofya, bunu sitede de böyle yazabiliriz:
“Ruhsal uyanış yaşayan herkes öğretmen olmak zorunda değildir. Ama herkes örnek olmak zorundadır.”
Çünkü insanlar sözlerden çok enerjiyi okur.
Sen sakin, tutarlı, sevgi dolu, korkutucu olmayan, tepeden bakmayan bir enerjiyle var olduğunda; sen zaten ışık olmuşsundur.
Evre: Döngüsel Derinleşme “Ben uyandım” Diyemeyeceğini Anlamak
Çoğu kişi 5. evrede “tamam ben oldum” der.
Oysa gerçek uyanışta kişi şunu fark eder:
“Olmak diye bir son yok.”
“Her aşamanın daha derini var.”
“Her yeni frekansta yeniden çocuk oluyorum.”
Yani uyanış merdiven değil, spiral gibidir.
Hep yukarı çıkarsın ama yine benzer temaları biraz daha bilinçli yaşarsın.
Mesela:
Tekrar yalnızlık döngüsü gelir, ama bu sefer paniklemezsin.
Tekrar bir kayıp yaşarsın, ama bu sefer anlam çerçevesi daha geniştir.
Tekrar egon tetiklenir, ama bu sefer daha çabuk toparlanırsın.
Bu evrede kişi şunu öğrenir:
“Ben insanım ve insan olarak kalacağım. Uyanış, insanlığı reddetmek değil, onu şefkatle yaşamak.”
Bu Yolculukta Yapılacaklar
Belirti yaşayan herkes deli değil. Ruhsal geçiş yaşıyor olabilir.
Yalnız hissetmen, yanlış yolda olduğun anlamına gelmez. Bazen yalnızlık hızlandırır.
Sürekli “yüksek frekanslı” olamazsın. Dalga dalga yaşanır.
Duygularını bastırmak uyanış değildir. Uyanış = duyguyu görmek, izin vermek, şifalandırmak.
Kendini üstün görmek ruhsallık değildir. Ruhsallık, tevazu getirir.
Okuduklarını uygulamazsan bilgi şişmesi olur. Az bilgi + çok pratik daha iyidir.
Bedenini unutmamalısın. Ruhsal yolculukta uyku, su, nefes, beslenme çok önemlidir. Çünkü ruh bu bedeni araç olarak kullanıyor.
“Uyanış, başka biri olmak değil; kendin olmanın güvenli olduğunu hatırlamaktır.”