Bir Geminin Sessiz Çığlığı
Tarih 5 Aralık 1872. Atlantik Okyanusu’nun sonsuz maviliğinde, rüzgarla savrulan bir gemi…Ama geminin içindekiler çoktan yok olmuştu.
Adı: Mary Celeste.
Rotası: İtalya’nın Cenova limanı.
Bir İngiliz ticaret gemisi “Dei Gratia”, Atlantik’te sürüklenen Mary Celeste’i fark etti. Geminin yelkenleri sağlamdı, direkleri ayaktaydı, yiyecek ve içecek boldu. Ama tek bir insan bile yoktu. Ne bir iz, ne bir kan lekesi, ne de mücadeleye dair bir işaret… Gemi, sanki bir anda zamandan kopmuş gibiydi.
Kaptan ve Mürettebat Nereye Gitti?
Kaptan Benjamin Briggs, eşi Sarah ve küçük kızlarıyla birlikte toplam on kişi gemideydi. Kayıt defterinde son not, olaydan sadece birkaç saat öncesine aitti. Tüm ekip iyi durumdaydı. Ama o satırdan sonra… sessizlik. Geminin kurtarma botu kayıptı belki panik içinde gemiyi terk ettiler. Ama neden? Gemide su sızıntısı yoktu, fırtına izi yoktu, korsan saldırısı yoktu. Sanki okyanus onları yutmuştu. Dalgaların Arasında Kalan Sırlar
Yıllar geçtikçe yüzlerce teori ortaya atıldı:
Alkol buharı patlaması, Korsan saldırısı, Dev dalga ya da girdap, Hatta “deniz canavarı” ve “uzaylı kaçırması” iddiaları bile… Ama hiçbiri kanıtlanamadı. Mary Celeste’in kaderi, denizcilik tarihinin en tuhaf bilmecesi olarak kaldı. Deniz, her zaman sadece su değildir. Bazen bir ayna gibi geçmişi yansıtır, bazen de sırları yutar.
Mary Celeste bize şunu hatırlatır:
Bazen cevaplar, suyun altına saklanır orada kimse aramaya cesaret edemez.