Korkunun, İnancın ve Gücün Kesiştiği Zamanlar; Ortaçağ Karanlığı [ 24 Kasım 2025 ]


Korkunun, İnancın ve Gücün Kesiştiği Zamanlar; Ortaçağ Karanlığı

ORTA ÇAĞ’DA CADILIK

KORKUNUN, İNANCIN VE GÜCÜN KESİŞTİĞİ TARİH

Cadılar kimdi. Neden hedef alındılar.
Hangi cezalar verildi. orta çağ boyunca Avrupa’da cadılık sadece bir “inanış” değil, toplumsal düzeni etkileyen bir korku sistemi haline geldi. her salgın, kıtlık, ani ölüm, düşmanlık, aile içi huzursuzluk hatta hava olayları bile bir cadıya bağlanabiliyordu. bu dönem, insanlık tarihindeki en karanlık “suçlama ve cezalandırma” süreçlerinden birine sahne oldu.

Cadılık Neden Bu Kadar Yaygın Bir Korkuydu?
Bilinmezliğin çağı . orta çağ’ da. Tıp yok denecek kadar sınırlıydı, salgın hastalıklar yüzbinlerce kişiyi öldürüyordu, dini metinler dışında açıklama üretilemiyordu, çözüm bulunamayan her olayda toplum günah keçisi arıyordu.

Kilisenin Otorite Arayışı
Kilise, toplumsal otorite kurmak için “Şeytan”, “Şeytanın hizmetkarları”, “Cadılar” gibi kavramları güçlendirdi. Çünkü korkunun olduğu yerde itaat kolaydı.

Cadı Kimdi? Gerçekten Cadı Var mıydı?
Orta Çağ’da “cadı” olmak için özel bir şey yapmana gerek yoktu. Suçlamalar çoğunlukla şunlara dayanıyordu, Şifacılık, bitkilerle tedavi,Yalnız yaşama ,Doğaya yakın olma, Toplumdan farklı davranışlar, Komşu ile kavga, Bir hayvanın (özellikle kedi) beslenmesi, Bilinmeyen hastalıklar Aile içi düşmanlıklar, Miras kavgaları, Güzellik veya çirkinlik (!) Yani “cadı” çoğu zaman sadece “uyumsuz” veya “istenmeyen” kişiydi.

En çok hedef alınanlar
Yaşlı kadınlar, Fakir kadınlar, Dul kadınlar,  Şifacılar, Doğum ebeleri,

Cadı Avlarının Resmileşmesi: Engizisyon
Engizisyon mahkemeleri 12. yüzyıldan itibaren kuruldu ve cadılık suçlamaları resmi hukuka bağlandı. on binlerce idamın teorik temelini oluşturdu.

Cadılar Hakkında Verilen Kararlar ve Yargı Süreci
Cadılık suçlamasıyla yargılanmak adil bir süreç değildi. Mahkemeler genellikle şu adımlarla işlerdi, ihbar,  her şey komşunun, akrabanın veya köylünün bir ihbarıyla başlardı, tutuklama,  suçlama doğruluğu incelenmeden tutuklanırdı.
evine, mallarına el koyulurdu.

İşkence Yoluyla İtiraf
Orta Çağ’da işkence “gerçeğe ulaşmak için” meşru görülüyordu, bu işkenceler itiraf alınana kadar sürerdi.

En Sık Kullanılan İşkence Yöntemleri
Kadron (Kaba Sorgu Tahtası) sanığın eklemleri gerilir, vücut parçalanana kadar çekilirdi.

Suya Batırma Testi: Sanık bağlanırdı batarsa masum (!) yüzeye çıkarsa şeytan tarafından korunuyor (!) sayılırdı. her iki durumda da insan ölürdü.

Kızgın Demir Testi:Cadı olduğuna inanılan kişinin kızgın demire dokunması istenir, yanık hızla iyileşirse cadı İyileşmezse cadı (!) Absürt ama yaygındı.

Cadılık İşareti Arama: Vücutta, doğum lekesi, ben, yara izi, siğil gibi her şeye “şeytan mührü” denirdi.

Cadıların İdam Yöntemleri Cadı olduğu “kanıtlanan” kişiler için verilen cezalar bölgeye göre değişirdi. Yakılarak İdam (En Yaygın Olanı) Neden yakma, ruhun arınacağına inanılırdı. Karanlığın ateşle temizleneceği düşünülürdü. Topluma gözdağı verilirdi. Binlerce kişi bu şekilde öldürüldü.

Asılarak İdam: Özellikle İngiltere’de yaygındı.
Boğularak İdam: Suya batırma testinden sağ kurtulanlar boğulurdu.
Taşlama veya Ezme: Köylü toplumlarda en basit yöntemdi.
İşkence ile Ölüm: Mahkum yargılamayı bile göremeden işkencede ölürdü.

Cadı Avlarının Toplumsal Sonuçları: Büyük Kayıplar, Tahmini rakamlara göre  40.000 – 60.000 arasında kişi idam edildi. Hiçbir bilimsel suçu olmayan insanlar “cadı” damgasıyla yok oldu.

Kadın Bilgeliğinin Bastırılması: Şifacılık, bitki bilgisi, doğum bilgisi gibi toplumsal katkılar cadılık diye bastırıldı.

Kilisenin Güç Artışı:  Korku → itaat → güç Bu denge cadı avlarını uzun süre canlı tuttu.

Cadı Avlarının Sonu: Aydınlanma Çağı, yüzyılın sonlarına doğru,  Bilimsel düşüncenin yayılması,  Tıbbın gelişmesi, Doğa olaylarının açıklanması, Kilise otoritesinin zayıflaması, cadı avlarını durdurdu. Son resmi cadı yargılamaları 18. yüzyılda tamamen sona erdi.

CADILIK BİR İNANÇ DEĞİL, BİR SOSYOLOJİK TRAJEDİDİR
Orta Çağ’daki cadı avları aslında, Korkunun, Bilgisizliğin, Otoritenin, Toplumsal baskının, Kadın düşmanlığının bir araya gelerek yarattığı trajik bir tarihtir. Bugün “cadı avı” teriminin hâlâ kullanılması boşuna değildir. Kanıtsız suçlamaların ne kadar yıkıcı olduğunu hatırlatır.