İnsan Nasıl Kaybedilir? Keşkelere Düşmemek. [ 30 Kasım 2025 ]


İnsan Nasıl Kaybedilir? Keşkelere Düşmemek.

Gözgöre Göre Bir İnsan Nasıl Kaybedilir


Bir insanı bir anda değil… yavaş yavaş kaybedersin.
Her şey, “önemsiz” dediğin o küçük anlarda başlar.
Cümlelerinin arasında sustuğu yerde,
gözlerinin içine bakmadığın bir anda,
duymak istemediğin sessiz bir sitemde.

Başta anlamazsın.
Çünkü kaybedilen, hemen gitmez.
O, hala oradadır  karşında oturur, aynı ses tonuyla konuşur,
ama içi… çoktan uzaklara gitmiştir.

Bir insanı gözgöre göre kaybetmek,
onu kırdığını bilip, özür dilememektir.
“Biraz sakinleşsin, sonra konuşurum” deyip,
hiç konuşmamaktır.

Sevdiğini bildiğin halde ilgisiz kalmaktır.
Kırıldığını gördüğün halde “abartıyor” demektir.
Ve en kötüsü…
gözlerinin önünde uzaklaşırken bile “nasılsa geri gelir” sanmaktır.

Ama gelmez.
Çünkü bir insan, bir kere içinden vazgeçti mi,
artık dönse bile aynı kalmaz.
O gülüş… başka bir tonda kalır.
O dokunuş… eski sıcaklığını yitirir.
Ve sen bir sabah fark edersin ki,
o artık orada değildir 
seninle arada karşılıklı masada otursa bile.

Bir insanı gözgöre göre kaybetmek,
onu hala seviyor olsan da,
kendini üstün sanmaktır.
Küçük bir gurur kırıntısı uğruna,
koca bir kalbi kaybetmektir.

Sonra ne mi olur?
Yıllar geçer.
Adını duyduğunda kalbinin bir köşesi sızlar.
Fotoğraflarda gözleri sana değil, başka birine bakar.
Ve sen, “keşke” kelimesinin en ağır halini yaşarsın:

Keşke benim için yaptıklarını görseydim.

Keşke bende biraz mücadele etseydim.

Keşke o gün, sadece sarılsaydım.

Keşke'lere düşmeyin.