Dünyanın Bir Anlığına Sahneye Dönüştüğü O Garip Farkındalık
Bazen anlamsız bir anda, markette yürürken, metroda camdan dışarı bakarken ya da odanın kapısına yanlışlıkla takılıp durduğumuz o anlarda, dünyanın bir anda tuhaf biçimde kurulmuş gibi göründüğü olur. Sanki herkes rolünü ezbere biliyor, arka planda bir senaryo akıyor ve biz o sahnenin tam ortasında tek gerçek kişiymişiz gibi. İşte buna psikolojide Derealizasyon'a yakın, halk arasında ise Truman Show anı deniyor.
Truman’ın yaşadığı o uyanış hali aslında tamamen yabancı değil bize. Çünkü insan zihni, kontrol edemediği durumlarda çevresini anlamlandırmak için minik “simülasyonlar” kurar. Bu da bazen sahnenin gerçekliğinden emin olamadığımız bir his yaratır: “Burada bir şeyler fazla tanıdık… fazla kurgusal…”
Bu anlar aslında zihnin bir alarmı değil, tam tersine bir farkındalık kıvılcımıdır. Yaşamı otomatik pilottan çıkarıp “Ben şu anda gerçekten buradayım” diye hatırlatan ufak bir sarsıntı. O anda mekanın, insanların, ışığın, seslerin yapay geldiğini düşündüğümüzde bile, aslında kendimize görünmez bir soruyu soruyoruz: “Ben kimim ve şu an neyi deneyimliyorum?”
Belki de Truman gibi bir kapının arkasında dev bir stüdyo yok. Ama hepimizin zihninde, zaman zaman bu dünyayı anlamlandırmak için kurduğu bir sahne var. Ve o sahne, gerçeği fark etmemiz için kurulan bir dekor aslında. Bu anlar gelir geçer ama geriye hep aynı şey kalır: Kendimizi yeniden hatırladığımız küçük bir uyanış.