Küresel Isınma: Dünya Ateşte
Ama Termometre Kırık
Dünya Isınmıyor. Biz Tükeniyoruz.
Bir sabah
uyanıp pencereden dışarı baktığında gökyüzünün renginin eskisi gibi olmadığını
fark ettin mi hiç. Artık o masmavi ton yok, biraz solgun, biraz yorgun. Sanki nefes alırken bile yoruldum diyor gibi, aslında haklı da, çünkü biz, onu yavaş yavaş boğuyoruz ve farkında bile değiliz.
Küresel
ısınma, yıllardır haberlerde duyduğumuz, sosyal medyada gördüğümüz bir kavram
olmaktan çıktı, artık hayatımızın tam ortasında yer alıyor. Her nefeste, her yağmurda, her güneş ışığında. Bir zamanlar baharı koklayan toprak şimdi kuraklıktan çatlıyor. Eskiden çocukların kartopu oynadığı dağlar artık çıplak. Buzullar sessizce eriyor, ormanlar birer birer yanıyor, hayvanlar göç ediyor. Ama biz hala telefon ekranlarımızda kaydırıyoruz. Bir beğeni daha, bir paylaşım daha. Sanki sanal ilgimiz, gerçek dünyayı iyileştirecekmiş gibi davranıyoruz.
Gerçek şu:
Dünya bizden yardım istemiyor. Sadece durmamızı istiyor. Biraz nefes, biraz sessizlik, biraz farkındalık istiyor. Ama biz hala hızla tüketiyoruz. Daha çok üret, daha çok sat, daha çok kazan. Ve sonunda daha çok yok et.
Küresel
ısınma sadece sıcaklık değil, bu, insanlığın kendi elleriyle kendi sonunu yazdığı bir hikaye artık. Kutuplarda eriyen buzlar, aslında bizim vicdanımızın eriyişi, yanmakta olan ormanlar, kendi nefesimizi yakışımız ve yağmur ormanlarında yok olan her canlı, aslında insanlığın ruhundan silinen bir
parça.
Ama hala umut var. Çünkü farkında olan her insan, bir damla su gibidir. Küçük görünür ama bir araya geldiklerinde selleri başlatır. Bir ampulü kapatmak, bir ağacı dikmek, bir plastik poşeti reddetmek. Hepsi küçük bir fark gibi görünür ama geleceği değiştirir. Dünya’nın bizden beklediği kahramanlık değil; sadece düşünmemiz, hissetmemiz ve fark etmemiz. Çünkü küresel ısınma bir doğa olayı değil, bir insan hikayesidir. Ve biz bu hikayenin sonunu hala değiştirebiliriz. Ama zaman daralıyor. Dünya sessizce bizden uzaklaşıyor, biz ise hala yarın bakarız diyoruz. Belki bir gün uyanacağız ama o sabah artık ne kuş sesi olacak, ne sabah serinliği, ne de gerçek bir gökyüzü. Küresel ısınma sadece gezegenin sıcaklığını değil, insanlığın vicdanını da eritiyor ve eğer bugün farkına varmazsak, yarın hiçbir şey fark etmeyecek.