Köprüdeki Sesler [ 04 Aralık 2025 ]


Köprüdeki Sesler

Köprüdeki Sesler 

Bir zamanlar, insanların kelimelerle birbirine ulaşamadığı bir şehir vardı. Herkes konuşuyor ama kimse dinlemiyordu. Kelimeler köprüler kuracağına, uçurumlar yaratıyordu. 

Şehrin tam ortasında bir köprü vardı. Bu köprü, iki dev ağız arasında asılıydı; biri öfkeyle, biri korkuyla açılmış iki dev ağız. Her gün insanlar o köprüden geçerken, aşağıya düşüyorlardı. Düşerken kimileri bağırıyor, kimileri sessiz kalıyordu. Ama sonunda hepsi aynı kırmızılığa karışıyordu; sözcüklerin kanına.

Bir gün küçük bir kız, köprünün kenarında durdu. Kafasının içinde iki balon uçuşuyordu; biri “keşke konuşabilsem,” diyor, diğeri “keşke dinlenebilsem.” Kız köprünün ortasına yürüdü ve ilk defa bağırmadı, sadece fısıldadı: “Susmak da bazen konuşmaktır.”

O anda köprü titredi. İki dev ağız birden durdu. Köprünün altındaki kan rengi su, açık bir pembeye dönüştü. Ve düşenler, birer birer uçmaya başladı. O günden sonra şehirde kimse bağırmadı. Çünkü herkes öğrenmişti; sözler köprü kurmak içindir, uçurum açmak için değil.