Karikatür, insan yüzündeki ya da davranışındaki en belirgin özelliği abartarak anlatma sanatıdır. Bu mizahi dilin kökleri Antik Mısır’a kadar uzanır; duvar çizimlerinde bile büyük burunlu, uzun kulaklı figürlere rastlanır. Rönesans döneminde Leonardo da Vinci sokakta gördüğü insanların yüzlerini abartılı eskizlerle çizerek modern karikatürün temellerini attı.
1700’lerde karikatür Avrupa’da toplumsal bir eleştiri aracı hâline geldi. İngiliz çizerler kralları ve siyasetçileri sert ama komik bir dille eleştirerek karikatürü halkın sesi yaptı. 1800’lerde gazetelerin yaygınlaşmasıyla karikatür hem eğlence hem de muhalefet aracı hâline dönüştü.
Osmanlı’da modern karikatür Tanzimat döneminde doğdu. Teodor Kasap’ın çıkardığı Hayal dergisiyle karikatür ilk kez düzenli bir mecra buldu. Cumhuriyet döneminde Cemal Nadir, Turhan Selçuk ve Oğuz Aral gibi ustalar karikatürü Türkiye’de bir kültür mirasına dönüştürdü. 1970’lerde Gırgır, dünyanın en çok okunan mizah dergilerinden biri olarak döneme damgasını vurdu.
Bugün karikatür dijital ekrana taşınmış durumda: Instagram, TikTok ve bloglar mizahın yeni sahnesi. Klasik kağıt çizgisi artık dijital fırça ile birleşiyor; eleştiri, ironi ve abartı hala karikatürün kalbinde duruyor.
Kısaca karikatür, insanın kendine gülme cesaretinin en sanatsal hâlidir. Karikatüre gülmek bazen çizginin kendisinden çok, onu okuduğun anla ilgilidir. Doğru anı yakaladığında küçücük bir abartı bile kocaman bir kahkaha olur. Zihin yorgunken başka, keyfin yerindeyken bambaşka bir detay güldürür seni.Aslında karikatür, hayatın içindeki o minik “yakalanmış an”ı sana geri gösterir; gülüş ise o fark ettiğin anda kendiliğinden gelir.
Sizleri şimdi, sizlere için hazırladığımız ve sadece Ekubo'ya özel karikatürlerimizi okumaya " Eğlence" köşemize davet ediyoruz.
Eğlenmeniz dileğiyle, bol kahkahalar...