Hebe, Yunan mitolojisinde gücün ya da savaşın değil, zamanın henüz ağırlaşmamış halinin, bedenin ve ruhun yorgunlukla tanışmadan önceki saf dengesinin tanrıçası olarak, Olimpos’ta çoğu zaman sessiz ama vazgeçilmez bir varlık gibi durur; çünkü onun temsil ettiği gençlik, kazanılan bir ödül değil, fark edilmeden tüketilen bir nimettir. Zeus ile Hera’nın kızı olan Hebe, tanrılara nektar ve ambrosia sunan ilahi saki olarak anılır ve bu görev basit bir hizmet değil, tanrısal ölümsüzlüğün ritmik olarak yenilenmesi anlamına gelir; Hebe kupayı kaldırdığında, Olimpos’ta yalnızca içki dolaşmaz, zaman da ileri doğru akmayı kısa bir anlığına unutur.
Hebe’nin mitolojide geri planda kalması, onun değersiz oluşundan değil, tam tersine fazla doğal oluşundandır; çünkü gençlik, varlığı sorgulanmadığı sürece hissedilen bir hal, kaybolduğunda ise ilk kez adı konan bir durumdur ve bu nedenle Hebe çoğu anlatıda sahnenin önünde değil, düzenin sürekliliğini sağlayan arka planındadır. Bir kırılma anı vardır ki Hebe’nin Olimpos’taki görevleri sona erer; Herakles’in ölümlü acıları tamamlayıp tanrısal ölümsüzlüğe kabul edilmesiyle birlikte Hebe onunla evlenir ve bu evlilik, yalnızca bir aşk hikayesi değil, gücün gençlikle dengelenmesi anlamını taşır; çünkü Herakles ham kuvvetin, Hebe ise onu taşınabilir ve yaşanabilir kılan tazeliğin simgesidir.
Hebe, Romalılar tarafından Juventas adıyla benimsenmiş ve özellikle askerler ile genç yurttaşların koruyucu figürü haline getirilmiştir; bu yönüyle Hebe, savaş alanından önceki son masum eşiği, kılıç taşımadan önceki son saf zamanı temsil eder. Mitolojik açıdan Hebe’nin sembolleri sade ama derindir: elindeki kupa, döngüyü; akıcı giysileri, zamanın ağırlıksız halini; sürekli genç kalması ise Olimpos’ta bile nadir görülen bir bozulmazlık fikrini işaret eder; o yaşlanmaz, çünkü henüz zamanın yükünü üstlenmemiştir. Hebe’nin en sessiz ama en güçlü mesajı şudur: gençlik, korunması gereken bir hal değil, bilinçle yaşanması gereken geçici bir eştir; çünkü mitoloji, Hebe’nin sonsuza dek genç kaldığını söylerken, insanlara gençliğin neden asla geri gelmediğini de sessizce anlatır.