Hekate Eşiklerin, Gece Bilgisinin ve Görünmeyen Yolların Tanrıçası
Hekate, Yunan mitolojisinin en yanlış anlaşılan ama en derin figürlerinden biridir; çünkü o yalnızca karanlıkla ilişkilendirilen bir tanrıça değil, karanlık ile aydınlık arasındaki bilinçli geçişin kendisi, görünen ile görünmeyen dünya arasındaki ince çizgide duran kadim bir kozmik ilkedir. O, Olimpos’un parlak düzenine tam olarak ait değildir; Titanlar soyundan gelir, fakat Zeus tarafından bile gücüne dokunulmayan ender varlıklardandır, çünkü onun bilgisi hükmetmekten değil, bilmekten ve hatırlamaktan beslenir.
Üçlü tasviri genç kadın, olgun anne ve bilge yaşlı figürü yalnızca zamanın döngüsünü değil, insan bilincinin evrimini de sembolize eder; geçmiş, şimdi ve gelecek aynı anda onun bakışındadır ve bu yüzden Hekate tek bir yöne değil, her yöne bakan bir tanrıçadır. Elindeki meşaleler, karanlığı kovmak için değil, karanlıkta yol göstermek içindir; çünkü Hekate’ye göre karanlık bir düşman değil, doğru okunması gereken bir dildir.
Antik Yunan’da yol ayrımlarına özellikle üç yolun kesiştiği noktalara Hekate için sunular bırakılması tesadüf değildir; çünkü insan hayatındaki en büyük dönüşümler tam da bu anlarda, seçim ile kaderin birbirine dokunduğu o sessiz saniyelerde gerçekleşir. Bu nedenle Hekate, büyüyle, sezgiyle, rüyalarla ve bilinçaltıyla ilişkilendirilmiştir; fakat bu büyü aldatıcı değil, uyanışa zorlayan bir büyüdür.
Yeraltı dünyasıyla olan bağı, ölümü kutsamak için değil; ölümü bir son olmaktan çıkarıp bilinç geçidi haline getirmek içindir. Hekate’nin bilgisi, korkutan değil; korkuyla yüzleştiren bilgidir ve bu yüzden onun çağrısı her insana gelmez, ancak gelenler için geri dönüş yoktur çünkü artık eski benliğe dönmek mümkün değildir.