Srinivasa Ramanujan’ın Gizli Öğretmeni
G.H. Hardy’nin Unutulan Rakibi – Ram Chandra
Bilim tarihinde bazı isimler vardır ki adları yüksek sesle yankılanmaz; ama zihinleri öyle derin, öyle kendine özgü yollar açar ki, onların dokunuşu yalnız sayfalarda değil, matematiğin dokusunda bile hissedilir. Ram Chandra, Hint matematik geleneğinin bu sakin ustalarından biriydi. Ramanujan’ın dehası dünyanın ilgisini çekerken, benzer bir sezgisel yeteneğe sahip olan Chandra, sayılarla kurduğu benzersiz ilişkiyi sessizce geliştirdi. O, soyut düşüncenin keskin kıvrımlarını, analitik yöntemlerin ağır ritmini ve sayılar teorisinin sonsuz labirentini kendine özgü bir zarafetle işleyen bir matematikçiydi. Ram Chandra’nın çalışmaları çoğu zaman Ramanujan’ın gölgesinde kaldı; çünkü Ramanujan bir yıldırım gibi ortaya çıkmış, matematiğin her köşesine iz bırakan parlak bir güç haline gelmişti. Oysa Chandra’nın yaklaşımı daha içsel, daha sabırlı, daha uzun solukluydu.
Çalışmalarını büyük sahnelere taşımak yerine, sayıların kendi iç müziğini çözmeye adamıştı kendini. Özellikle sonsuz seriler, hipergeometrik fonksiyonlar, bölüm fonksiyonları ve sayılarda gizli simetriler üzerine yaptığı incelemeler, döneminin matematik çevrelerinde saygıyla anılırdı. Onu Ramanujan’a bağlayan şey yalnızca aynı coğrafyanın insanı olmaları değildi; ikisi de matematiği bir “bilme biçimi”nden çok bir “hissetme biçimi” olarak görüyordu. Ramanujan sayıları içsel bir sezgiyle kavrarken, Chandra bu sezgiyi daha sistematik bir disipline dönüştürmeyi başarmıştı. Çoğu matematikçi için formüller karmaşık yapılar olarak görünürken, Chandra onlar arasında görünmez bir bağ arar, sayıların kendi içinde taşıdığı gizli armoniyi çıkarmaya çalışırdı. Birçok tarihçi, G.H. Hardy’nin Ramanujan için yaptığını, Ram Chandra’nın kendi kendine yaptığını söyler: Kendini yetiştirmiş, kendi yolunu çizmiş ve matematiğin içine kendi varlığından bir parça eklemiştir.
O, büyük tartışmaların, kalabalık konferansların, ün kazanmanın değil; yalnızlıkla yoğrulmuş bir bilim aşkının temsilcisiydi. Ram Chandra’nın çalışmaları bugün hala bazı modern matematik araştırmalarının altını sessizce besler. Onun geliştirdiği yöntemler, sayılar teorisinde ince hesapların yapılmasını kolaylaştırmış; özellikle bölüm fonksiyonlarının doğasını anlamaya çalışan matematikçilere yeni bir bakış kazandırmıştır. Bir anlamda, matematiğin karanlık koridorlarında yürüyen araştırmacılar hala onun bıraktığı küçük mum ışıklarını takip eder. Trajik olan şu ki, Ram Chandra’nın adı çoğu zaman Ramanujan’ın görkemli hikayesinin arkasında kaybolur. Oysa her büyük yıldızın yanında, evreni tutan bir arka plan ışıltısı bulunur. Chandra işte bu arka planın en parlak ama en az görünen ışıklarından biriydi. Matematik tarihinin adaletini beklemeden, kendi sessiz evreninde sonsuzluğun kapılarını açan bir yolcuydu. Bugün onun hikayesi bize şunu fısıldar: Bilim yalnızca büyük patlamalarla değil, görünmeyen küçük titreşimlerle de ilerler. Ram Chandra da bu titreşimlerin ustasıydı; sessizce çalıştı, sessizce iz bıraktı ve matematik, onun adını unutsa bile yöntemleri unutmadı.