Ego ve Öz Benlik – Gerçek “Ben” Hangisi?
“Ben kimim?” sorusunun cevabı, belki de en eski felsefi bilmecedir. Ego ve öz benlik arasındaki fark, hem psikolojinin hem mistisizmin kalbinde yer alır. Ego, zihnimizin kimlik algısını düzenleyen kısımdır. Psikolojide “benlik bilinci” olarak tanımlanır; çocuklukta “ben ve diğerleri” farkı oluştuğunda gelişir. Yani ego aslında gerekli bir yapıdır, hayatta kalmayı, sosyal rolleri ve güvenliği sağlar.
Ama sorun şu ki, ego genellikle kendini gerçeğin merkezi zanneder. “Ben haklıyım”, “ben yeterli değilim”, “beni sevmediler” gibi düşünceler hep egonun yankılarıdır. Bu nedenle kişi egosuyla özdeşleştiğinde, sürekli savunma haline girer.
Öz benlik (ya da “higher self”), bunun tam tersidir. Ego “kim olduğunu” anlatır; öz benlik “ne olduğun”u hatırlatır. Ego ayrılık yaratır; “ben ve diğerleri”; öz benlik birliği hatırlatır ; “her şey bir.”
Nöropsikolojik olarak, ego bilincin sol beyin ağırlıklı kısmıyla ilişkilendirilir (analitik, planlayıcı, ayrıştırıcı). Meditasyon veya derin farkındalık anlarında, bu bölge aktivitesini azaltır. Bu sırada parietal lobda “benlik sınırları”nı algılayan bölge sessizleşir ve insan, evrenle bir bütün olma hissini yaşar.
Mistisizm buna “birlik bilinci” der. Bu durum, ne dini bir inanç ne de soyut bir hayal; bilimsel olarak ölçülebilen bir farkındalık halidir. Ego kim olduğunu söyler, öz benlik sessizce kim olmadığını hatırlatır.