Preseli Bluestone, Galler’deki Preseli Tepeleri’nden çıkarılan ve Stonehenge’in kalbine yerleştirilen taşlar arasında yalnızca fiziksel bir yapı malzemesi değil, binlerce yıl boyunca ritüeller, mevsim döngüleri, toplu niyetler ve sessizlikle yoğrulmuş bir bilinç taşıyıcısı olarak varlığını sürdürmüş, bu nedenle de frekansı yükselten ya da ani etki yaratan bir titreşimden ziyade, zihni ve algıyı tek bir merkezde toplayan, dağılmış düşünceyi sakinleştirerek niyetin yönünü sabitleyen bir rezonans alanı oluşturduğu kabul edilmiştir; bu taşla temas eden ya da aynı ortamda uzun süre bulunan kişilerde zihinsel karmaşanın yavaş yavaş çözülmesi, düşüncelerin daha az parçalı hale gelmesi ve içsel sessizliğin zorlanmadan ortaya çıkması bu yüzden sıkça dile getirilir.  Preseli Bluestone’un iyi geldiği alanlar genellikle görünür bedensel etkilerden çok, bilincin arka planında çalışan ince katmanlarla ilişkilendirilir; özellikle meditasyon sırasında zihnin sürekli başka düşüncelere kayması, niyet çalışmalarında kararsızlık ve odak kaybı yaşanması ya da kişinin ne istediğini bilmesine rağmen bunu içsel olarak “sabit” tutamaması gibi durumlarda, bu taşın frekansının zihni daraltan ve toparlayan bir etki yarattığı, düşüncenin tek bir eksende hizalanmasını kolaylaştırdığı ve böylece bilinçteki dağılmayı yumuşak bir şekilde düzenlediği anlatılır, bu etki çoğu zaman anlık değil, zamanla hissedilen bir derinleşme olarak ortaya çıkar.

Bu taşın etkilendiği faktörler de frekansının doğasıyla doğrudan bağlantılıdır; Preseli Bluestone kaotik, gürültülü, sürekli uyarı veren ortamlarda sessizleşir, çünkü bu taş yüksek enerjiye karşılık vermek yerine sakinliğin içinde çalışmayı tercih ederken, sessiz alanlarda, niyetin net olarak belirlendiği ortamlarda ve özellikle doğayla temas ettiğinde rezonansının daha dengeli ve hissedilir hale geldiği söylenir, ayrıca ay döngülerine duyarlı olduğu, yeniay ve dolunay dönemlerinde bilincin odaklanma kapasitesini daha güçlü şekilde desteklediği kadim anlatılarda sıkça vurgulanır. Preseli Bluestone’un “düzeltici” etkisi, bir şeyi onarmaktan çok hizalamaya yöneliktir; zihinsel dağınıklık, niyet karmaşası, meditasyon sırasında sürekli bölünme, ritüel ya da odak çalışmaları sırasında bilincin yerinde duramaması gibi durumlarda, bu taşın frekansının bilinçteki kopuklukları yumuşak bir biçimde toparladığı, düşünceyle niyet arasındaki mesafeyi kısalttığı ve kişinin kendi iç merkezine daha kolay yerleşmesine yardımcı olduğu ifade edilir, bu nedenle de özellikle sabırsız, sürekli fikir değiştiren ya da zihinsel olarak aşırı yüklenmiş kişilerde dengeleyici bir rol üstlendiği düşünülür.

Frekans özellikleri söz konusu olduğunda Preseli Bluestone için bilimsel olarak ölçülmüş ve kabul edilmiş bir Hertz değeri bulunmaz; ancak enerji çalışmaları ve kadim ritüel yorumlarında bu taşın titreşiminin yüksek frekanslı bir uyarımdan çok, insan zihninin alfa ve düşük teta dalga aralıklarıyla uyumlu, yavaş, derin ve rezonans oluşturan bir yapıda olduğu, bu nedenle de bilinçte ani sıçramalar yerine kalıcı bir odaklanma ve içsel bütünlük hissi yarattığı aktarılır, bu yaklaşım bilimsel bir ölçümden ziyade binlerce yıllık deneyimlerin ve gözlemlerin süzülmüş bir ifadesi olarak görülmelidir.  Preseli Bluestone, hızlı sonuçlar vaat eden ya da anlık etkiler yaratan bir taş değil, sessizlikte çalışan, bekleyen ve bilinci kendi merkezine çağıran bir ritüel taşı olarak kabul edilir; onun frekansı yükseltmez, taşır, zorlamaz, toplar ve bu yüzden de gerçek etkisini ancak acele edilmediğinde, niyetin net ama sakin olduğu anlarda göstermeyi seçer.