Zihinsellik İlkesi (Mentalizm)
“Evren zihinseldir.”
Bu ilkeye göre gerçeklik dediğimiz şey, katı ve değişmez bir madde yığını değil, evrensel bir zihnin tezahürü, yani düşüncenin yoğunlaşmış ve şekil kazanmış halidir; insan zihni evrenin küçük bir yansıması olarak çalışır ve bu nedenle düşünceler yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda yaratıcı ve dönüştürücü bir güç taşır, çünkü ezoterik anlayışta fiziksel dünya bile önce zihinde doğar, sonra biçim kazanır.
Benzerlik (Tekabüliyet) İlkesi
“Yukarıda nasılsa, aşağıda da öyledir.”
Mikrokozmos ile makrokozmos arasında kopmaz bir bağ bulunduğunu söyleyen bu ilke, insanın iç dünyasıyla evrenin yapısı arasında şaşırtıcı bir paralellik kurar, gezegenlerin döngüsü ile insanın ruh halleri, atomların hareketi ile kaderin akışı, bireysel bilinç ile kozmik düzen arasında gizli ama okunabilir bir uyum vardır ve semboller bu ilişkinin anahtarıdır.
Titreşim İlkesi
“Hiçbir şey durgun değildir, her şey hareket halindedir.”
Ezoterik bakışa göre var olan her şey düşünceler, duygular, beden, kelimeler, olaylar kendine özgü bir titreşim frekansına sahiptir ve görünen farklar, özde değil titreşim seviyesindedir, nefretle sevgi, korkuyla bilgelik, cehaletle farkındalık arasındaki fark da madde değil frekans farkıdır ve bilinç yükseldikçe titreşim incelir, hafifler ve dönüşür.
Karşıtlık (Polarite) İlkesi
“Her şey çift kutupludur.”
İyi ve kötü, karanlık ve aydınlık, sıcak ve soğuk, sevgi ve nefret gibi kavramlar aslında birbirinden kopuk değil, aynı eksenin uç noktalarıdır, bu ilke insanı yargılamaktan çok anlamaya çağırır, çünkü bir uçtaki durum, doğru bilinçle diğer uca dönüştürülebilir ve ezoterik çalışmanın özü de bu dönüşüm sanatıdır.
Ritim İlkesi
“Her şey ileri geri akar.”
Hayatın sabit değil, dalgalı olduğunu söyleyen bu ilke, yükseliş ve düşüşlerin, kazanım ve kayıpların, aydınlanma ve karanlık dönemlerin kaçınılmaz olduğunu anlatır, ancak farkındalığı yüksek olan kişi bu salınımların esiri olmak yerine ritmi okur, aşırılıklardan korunur ve denge noktasında kalmayı öğrenir.
Neden Sonuç (Sebep–Sonuç) İlkesi
“Rastlantı yoktur.”
Ezoterik öğretide tesadüf, yalnızca nedenini henüz bilmediğimiz bir sonuçtur, düşünceler, seçimler, niyetler ve eylemler mutlaka bir iz bırakır ve bu iz zamanla geri döner, bu yüzden kişi kaderin kurbanı değil, çoğu zaman mimarıdır ve bilinç, sonuçları değiştirmek için nedenleri görme cesareti ister.
Cinsiyet (Eril Dişil) İlkesi
“Her şeyin içinde eril ve dişil prensip vardır.”
Bu ilke biyolojik cinsiyetten çok daha derin bir kozmik dengeyi anlatır, eril enerji başlatan, yön veren ve odaklanan yönü temsil ederken, dişil enerji besleyen, geliştiren ve biçimlendiren yönü temsil eder ve yaratım, bu iki ilkenin uyum içinde çalışmasıyla mümkün olur hem evrende hem insanın kendi iç dünyasında.
Ezoterizmdeki bu 7 büyük ilke, bir inanç sistemi olmaktan çok algı eğitimi sunar, insanın kendisini, hayatı ve evreni rastgele olaylar zinciri yerine anlamlı bir bütün olarak görmesini sağlar ve bu ilkeler bir kez anlaşılmaya başlandığında, semboller konuşmaya, olaylar mesaj taşımaya ve insanın iç sesi daha net duyulmaya başlar.
